Cesur ve Zorba, Ama’ya Karşı

1094

İnsanlık olarak “dünyanın çığrından çıktığı” konusunda hemfikiriz. Dünyayı çığrından çıkaranın biz insanlar olduğumuz konusunda hâlâ tartışmaya devam ediyor olsak bile…

İçinde yaşadığımız çılgın çağa bir de isim koyduk: VUCA*

İngilizce “değişken, kesinsiz, karmaşık ve belirsiz” kelimelerinin baş harflerinden oluşan VUCA çağı, her an her şeyi olağanüstü bir hızla ve kontrolümüzün dışında değiştirip bizi şaşkına, hayatlarımızı kaosa çevirirken savrulmamak için tutunacak tek dal bırakıyor: Değişim.

Geçtiğimiz hafta Brüksel’de düzenlenen Avrupa İletişim Zirvesi’nde 900’ü aşkın kurumsal iletişim profesyoneliyle iki gün boyunca bir aradaydık.

Bir yanda bilim ve teknolojideki yeni keşifler, yapay zeka, robotlarla insanlar arasındaki ilişkinin geleceğini konuşurken öte yandan varlığımızı tehdit etmeye başlayan iklim değişimi, kanlı iç savaşlar, yoksulluk, açlık, mülteci sorunları ve post-truth yani hakikat sonrası dönemini tartıştık.

Katıldığımız panellerden, dinlediğimiz konuşmalardan, birbirimizle yaptığımız sohbetlerden tek bir mesaj çıktı: Acilen değişmek zorundayız!

İçinde bulunduğumuz VUCA çağına farklı bir gözlükle, farklı açılardan bakarak içinde barındırdığı fırsatları görebilmek için zihinsel kalıplarımızı yıkmak zorundayız.

Kurumlardaki değişimin tetikleyicisi olarak iletişimciler herkesten önce davranmalı belki ama her birey, her çalışan değişimin çağrısına kulak vermek zorunda.

Evet ama nereden başlamak gerekiyor?

İlk önce bu cümledeki “ama’yı” atarak. Ve sonra tüm “ama’ları” dilimizden ve zihnimizden kaldırarak.

Kelimelerin büyüsüne inanan bir iletişimciyim. Biliyorum ki;

Ama’lar bize ilham vermiyor, coşku vermiyor, enerjimizi düşürüyor hatta moralimizi bozuyor.

“Evet ama biz daha önce denedik olmadı. Tamam ama bu fikrin hayata geçmesi çok zaman alır. Tabii ama bu proje için deneyimli insan kaynağına sahip değiliz.  Olur ama bu işin maliyeti tahmin ettiğimizden daha yüksek olabilir. Peki ama ya başarısız olursak? Evet ama…”

İş hayatında her gün sayısız kez duyduğumuz “ama’lar” sadece fikirlerimizi öldürmekle kalmıyor, heyecanımızı söndürüyor, tutkularımızı yok ediyor.

Ama’cılık bir zihniyet. Ama’cılık bir yaşam tarzı.

Ama’cı zihnin amacı statükoyu korumak, hata yapmaya izin vermemek, “sonradan pişman olmayalım” diye baştan uyarmak, “keşke” demeyelim diye şeytanın avukatlığını gönüllü olarak üstenmek.

Ama’cı zihin yeni fikirlerin yeşermesini engelliyor.

Ama’cı zihin hata yapmıyor belki ama yeni fikirlerin yeşermesini engelliyor, hareketin ve değişimin önünde bir duvar gibi duruyor.

VUCA çağının kaosunda kaybolmak yerine sunduğu fırsatları görmek için ama’cı zihne karşı amansız bir mücadele vermemiz gerekiyor.

Ve işe önce kendi ama’cı zihnimizden başlayarak.

Güvensiz, kısıtlayıcı, her zaman temkinli ve bazen de zorba ama’larımızı ayıklayıp yerine ve’leri koyarak.

“Evet zor olacak ve bunun üstesinden gelebiliriz. Riskleri var ve bunu yönetebiliriz. Zor koşulların farkındayım ve bu yüzden en doğru zaman şimdi!  Daha önce denedik ve hala bir şans daha verebiliriz. Ekibimiz deneyimsiz ve bunun için hep birlikte çok çalışacağımız bir proje olacak.”

Ve’nin dehasını, ama’nın sıradanlığına karşı güçlendirmek zorundayız.

Ve’nin dehasını ama’nın sıradanlığına karşı güçlendirmek zorundayız.

Zirve’nin ilham veren konuşmacılarından Cyriel Kortleven, toplantılarda yaratıcılığı ve işbirliğini artırmak için harika bir fikir verdi. “3 Dakika Kuralı” adını verdiği tekniğe göre, toplantının lideri gündemdeki konu ya da sorunla ilgili tüm katılımcılardan 3 dakika boyunca kesintisiz fikir önermesini istiyor. Tek kural, sürekli “ve” kelimesini kullanmak. Fikirlerini saklayanlara, yargılayanlara, “ama” diye müdahale edenlere 3 yeni fikir bulma cezası veriliyor!

“Ve” kelimesi, fikir akışını hızlandırıyor, yaratıcı düşünceyi tetikliyor.

“Ve” kelimesi, fikir akışını hızlandırıyor, yaratıcı düşünceyi tetikliyor. Herkesin katılımını sağlıyor ve katılımcılar arasında güven bağını kurarak işbirliği fırsatları yaratıyor.

VUCA çağında mutlu ve başarılı bir yaşam için ihtiyacımız olan ama’larımızı, ve’ye çevirmek.

Belirsizliği kucaklamak.

Karmaşıklık içinde yalınlaşmak.

Değişimin içindeki fırsatları görmek ve işbirliği yapmak.

Ve harekete geçmek.

*VUCA: Volatile, Uncertain, Complex, Ambiguous

Şule Yücebıyık
YAZAR HAKKINDA

Şule Yücebıyık

Şule Yücebıyık. Borusan Holding Kurumsal İletişim Direktörü. Anne. Gazeteci. İletişimci. ICF Liderlik & İletişim Koçu. Özgürlük ve bilgiyle hiç bitmeyen bir aşk yaşıyor.