Neden Varım?

1450

Yaşamın baş döndürücü akışı bizleri her an daha hızlı daha esnek olmaya zorluyor. Değişime adaptasyon varlığımızı başarıyla sürdürebilmemizin en önemli koşulu. Giderek daha da karmaşıklaşan yaşamla baş edebilme gücünü ise “anlam arayışından” alıyoruz. Bu arayış, insan olmanın en önemli ayrıcalığı kanımca. Varlığımızı sorgulamak ve anlamlandırmak; mutluluğumuzun, tatmin edici bir yaşam sürmemizin ve engellere meydan okumamızın anahtarı.

Yaşamla baş edebilme gücünü “anlam arayışından” alıyoruz.

Hayatınızın dönüm noktalarını, kırılma anlarını düşünün. Karnınızda belirsizliğin, huzursuzluğun, endişelerin, korkuların yol açtığı kramplar, kalbinizin arzuları ile aklınızın hükmettikleri arasında yapılan cambazca pazarlıklar ve eylemlerinizin arkasında yatan anlamı ortaya çıkarmak için sorduğunuz sorular;

“Neden bu kararı alayım? Neden cesaret göstereyim? Neden sebat edeyim? Neden uğraşayım? Neden dişimi tırnağıma takıp çalışayım? Neden bu adımı atayım? Neden kendimi riske sokayım? Neden değişeyim? Sadece kendim için mi? Benden daha büyük bir amaç var mı, varsa ben bunun neresindeyim? Neden ben?”

Her insan kendi “neden”inin peşine düşmeli.

NEDEN BORUSAN?

28 yıl önce Borusan’ın Salıpazarı ofisinde Ahmet Bey ile iş görüşmesine geldiğim günü unutamam. 5 saat süren sohbet neticesinde o gün hayatımın çok kritik bir kararını vermiştim. Borusan ailesinin bir parçası olmaya karar vermemin arkasında duyduğum “güven” hissi vardı.

Borusan’ın geleceğine olan güven, bu geleceğin yaratılmasına anlamlı bir katkıda bulunabileceğime olan güven ve tabi ki bunun neticesinde de çalışmalarımın karşılığını alabileceğime olan güven. Yolculuğa çıkış sebebim buydu.

Borusan’ın kurucusu merhum Asım Kocabıyık’ın, hayat görüşümde büyük etkisi oldu. Borusan’ın genlerine kattığı “toplumsal fayda”, “memlekete gönül borcunu ödeme” anlayışı; Cumhuriyet kuşağından gelmesinin, ülkenin yokluğunu bizzat tecrübe etmesinin bir sonucuydu. Toplumsal hassasiyeti yüksekti. Atatürkçüydü. 80 yıllık ömründe ve 60 yıllık iş hayatında elektriğin olmadığı, gaz lambası altında ders çalıştığı Tazlar Köyü’nden kendi deyimiyle “bir köylü çocuğu” olarak yola çıkıp, Türkiye’nin önde gelen iş insanları arasına girdiği süre içinde bizim hayal bile etmekte zorlanacağımız pek çok zorlukla karşı karşıya kaldı.

Bu yıl Asım Bey’in aramızdan ayrılışının 5.yıldönümü. Tazlar Köyü’nden Borusan’a adlı otobiyografisini iki kere okudum. Bakın ne diyor Asım Bey;

“Bizim kuşağın iş adamları Atatürk’ten İnönü’den sonra Bayar’ı, Menderes’i gördü; askeri müdahaleler gördü. Koalisyonlar gördü. Demirel’in, Ecevit’in, Özal’ın, Erbakan’ın, Çiller’in, Yılmaz’ın iktidarını gördü… Bizim kuşağın işadamları Milli Koruma dönemini de, serbest piyasa ekonomisi dönemini de yaşadı. Cebinde bir dolar bulunanın hapse atıldığı dönemi de, dolar bolluğunun sorun kabul edildiği dönemi de gördü. Bizim kuşağın işadamları, demirin devlet izniyle dağıtıldığı dönemlerde de, arz fazlasından piyasanın çöktüğü dönemlerde de iş yaptı. Bu ortamların içinde kendi gayretimle Borusan Grubu’nu oluşturmam, yaşatmam ve büyütmem çok büyük çabalar gerektirdi” diye anlatıyor kendi sözleriyle.

İnanıyorum ki “köylü çocuğunun” ekonomik bakımdan güçlenince iş dışındaki alanlara, özellikle sosyal faaliyetlere, eğitime, sanata, müziğe, gönüllü toplum kuruluşlarına zaman ve kaynak ayırması da bu yokluktan gelen memleketine hizmet etme isteğinin sonucu olarak gerçekleşti.

Değişmeyen tek şey Asım Bey’den miras kalan
“fayda yaratmak” oldu.

Ben Borusan’a geldiğimde 1989 yılında 540 milyon dolar olan konsolide ciromuz, Asım Bey’in vefatında 4,3 milyar dolardı. O arada dokuz kat büyümüştük. İş yapma kültürümüz, organizasyonumuz köklü değişimlerden geçti. Değişmeyen tek şey ise gerek ticari gerekse toplumsal boyutuyla Asım Bey’den bize miras kalan değer “fayda yaratmak” oldu.

Bizim ulvi amacımız kısaca faydalı olmak. Müşterisine, çalışanına, iş yaptıklarına, bulunduğu topluma, çevresine, ülkesine…

LİDERLER NEDEN VAR?

Ne iş yaptığınız sorulduğunda, genelde pek çok kişi ister organizasyon lideri ister çalışan olsun, genelde içerisinde çalıştığı sektörü söyler. Oysaki yaptığımız işin altında yatan anlamı söyleyebilmemiz, tanımlayabilmemiz gerekiyor. Bunu söyleyebilmek ise hiç kolay bir şey değil.

Asım Bey’den devraldığımız bayrağı geleceğe taşırken, Ahmet Bey’den ve benden kalan mirasın da çalışanlarının mutlu olduğu, kendini geliştirebildiği ve yüksek performans gösterdiği, müşterilerine her zaman fark yaratarak eşsiz deneyimler yaşatan, sosyal sorumluluklarını içtenlikle yerine getiren, odaklı, yenilikçi, adil ve güvenilir bir Borusan olmasını istiyorum.

Bir lider olarak “neden varım?” sorusunu kendime sorduğumda, kâr etmenin ötesinde kurumla özdeşleşmiş değerlerin savunuculuğunu yapmak ve etki alanımızdaki topluluğa sürekli ilerlemeye ve gelişmeye yönelik ilham vermek olduğuna inanıyorum.

En önemli misyonumuz: Anlam ve amaç yaratmak.

Sayılarla ölçülemeyecek fakat paha biçilmeyecek, birkaç süslü kelimeyle ifade edilemeyecek en önemli misyonumuz bu: İnsanları harekete geçirecek, ilham verecek bir anlam ve amaç yaratmak.

Varlık nedenimi bulma konusunda en büyük rehberim olan, vizyonu ile en başından itibaren yolumuzu aydınlatan Asım Kocabıyık’ı, vefatının beşinci yılında büyük bir saygıyla anıyorum.

Agah Uğur
YAZAR HAKKINDA

Agah Uğur

Agah Uğur, Borusan Holding Yönetim Kurulu Eski Üyesi.