Size Eskişehir’de Deniz Var Desem?

Eskişehir’in Çifteler ilçesinde, Sakarya Nehri’nin doğduğu nokta, dalış yapmayı sevenler için yeni bir rota.

1451

“Eskişehir mi? Orada deniz mi var nereye dalıyorsun?” dedirten, duyanın şaşkınlığını gizleyemediği bir yerden bahsedeceğim size. Evet Eskişehir’de deniz yok ama çok enfes bir su kaynağı var. Eskişehir’in Çifteler ilçesinde, Sakarya Nehri’nin doğduğu nokta. Sakaryabaşı olarak da biliniyor. Yeni bir dalış noktası. Çevresinde sobalı bir cafe dışında tesis denebilecek bir mekan bulunmuyor.

Dalışımı Ocak ayında gerçekleştirdiğim için dalış sonrası cafedeki soba harika bir ayrıntıydı. Hazır azotu da almışız, keyifler yerinde ve sobanın başında, termosta getirdiğim sıcacık kahvemi yudumlamak paha biçilemezdi. Mont ve bot eşliğinde donarak gittiğim bölgede dışarısı korku filmlerini andıracak kadar sisli ve buzlu olmasına karşın, suyun altı cennet gibiydi, üstelik su sıcaklığı 20-22 derecelerdeydi.

Bölgede 4 dalış noktası var: Kırkkız, Karaburgu, Büyük ve Küçük Havuz (Gökgöz).

Dalış yaptığım Karaburgu, Büyük ve Küçük Havuz (Gökgöz) bölgelerindeki deneyimlerimi paylaşacağım. Maalesef Kırkkız’a dalış yapamadık, gittiğim dönemde o bölge kapalıydı.

BOZKIRIN ORTASINDAKİ VAHA: KARABURGU

İlk dalış noktamız, Karaburgu benim favorim oldu.

Nehir dedim değil mi, dalış noktasına sırtımızda tüplerle sisli puslu havada, sazlıkların arasından yürüyerek, kafamızda “Nereye gidiyoruz biz?” sorusuyla ilk noktamıza ulaşıyoruz. Hazırlıklar tamamsa haydi bakalım dalıyoruz. Suyun içini gördüğüm anda gözlerime inanamadım. “Bozkırın ortasındaki vaha” denmemiş boşuna, suyun içi dışı bir değildi.

Karaburgu mevkiindeki kaynağın olduğu noktaya mavi delik adı veriliyor. Suyun berraklığı inanılmaz. Renkler zaten harika; mavi ve yeşilin dansı desek yalan olmaz. Kocaman yayın balıklarını görmezden gelirseniz, kendinizi kırda bahçede geziyor hissedebilirsiniz. Buradan istediğiniz kadar su da içebiliyorsunuz.

Aşağıdan kaynayan su, kabarcıklar yaparak kumları havalandırıyor. Suyun kuvvetinden maske suratınızdan çıkacak sanıyorsunuz. Bir de kabarcıklara dokunmak çok eğlenceli.

AKVARYUMDAKİ BALIK MİSALİ

İkinci dalış noktamız Büyük Havuz. Karaburgu’dan sonra, burada görüntü yok denecek kadar azdı, su fazlasıyla bulanıktı. Ancak kocaman sazanları görmeye engel değildi. Bir süre dalışın tadını çıkarıp son noktamız olan Küçük Havuz’a geçiyoruz.

Üçüncü dalış noktamız Küçük Havuz (Gökgöz). Dışarıdan ufacık görünüp içerisinde çok uzun zaman geçirilebileceğiniz canlılık ve berraklıkta bir yer. 4 metre civarındaki derinliğiyle Gökgöz akvaryum, ben balık adeta.

Su altında adeta bir renk cümbüşü vardı: Yengeçler, endemik karidesler, çöpçü balıkları, salyangozlar ve müthiş sevimli yeşiller… Havuzun tank gibi bir yere açılan bir de kapısı var, buradan geçerken suyun gücü paletimi kapıp götürüyordu. Biraz dikkat etmek gerek sanki.

Hazır aklımdayken, dalış için özel bir nokta olan Çifteler, irtifa dalışı olarak geçiyor. İrtifa dalışı; deniz seviyesinin üzerindeki bölgelere yapılan (nehir, mağara, göl) dalışlara verilen isim.Dalış defterimde bir irtifa dalışım olmasa mıydı? Kusur mu kalsaydım?

Tatlı su dalışında, tuzlu suya göre daha az miktarda ağırlık takıyoruz. Sudan çıktığımızda ekipman yıkamak gibi uğraşlar olmuyor çünkü tertemiz kaynak sudan çıkmışsın, oh miss! 3 dalışı tek tüple tamamlamak da ayrı bir güzellikti.

Yanınıza şnorkelinizi alıp Karaburgu’da scubasız suyun tadını çıkarabilirsiniz.

Eskişehir’e gitmişken Çerkez çorbası, Çerkez böreği ve çiğ börek yemeden dönmeyin. Dalış noktasının yakınındaki yerde normal dönemde balık yenilebiliyormuş ama bizim gittiğimiz dönem sanırım normal değildi, biraz aç kaldık. Yanınızda hafif yiyecek bir şeyler götürmeniz faydalı olabilir. Sağlıcakla dalın!

Semiha Yıldız
YAZAR HAKKINDA

Semiha Yıldız

Semiha Yıldız, Borusan Danışmanlık’ta işe alım uzmanı. Dünyadaki misyonu gezmek ve yeni şeyler keşfetmek olan, ruhu mavi bir gezgin aynı zamanda.