21 Gün Boyunca Şekersiz, Glutensiz ve Laktozsuz Beslenmek Beni Nasıl Değiştirdi? – BÖLÜM 2

3239

Borusan’da, sporcu beslenmesi ve fitness uzmanı İlker Çağlayan’ın rehberliğinde muhteşem sonuçlar aldığımız 21 günlük bir sağlıklı beslenme deneyine giriştik; kendi alışkanlıklarımıza meydan okuduk. İşte ilk bölümün devamı…

MUTFAĞA GİRMEYE HAZIRLANIN

Bu tür bir beslenme şekli ister istemez mutfakta vakit geçirmeyi gerektiriyor. Şunu da söylemeliyim ki ben ve yemek yapmak dünya ve güneş, ay ve yıldızlar kadar birbirine uzak kavramlar. Yapabildiğim en sofistike şey tarhana çorbası ve soslu makarnaydı. Evdeyken genelde küçük bir sanviç, kızarmış yumurta, makarna, meyve ve kuruyemiş türünden şeylerle açlığımı gideriyordum. Yine yalan söylemiş olmiyim, çalışmadığım ve evde pineklediğim bir dönemde çok sevdiğim bol baharatlı aromatik Hint yemekleri ve değişik çorbalar yapma girişiminde bulundum. Kardeşim yüzünü ekşiterek, “sen önce mercimek yapmayı öğren” dedi. Bir arkaşım ise yemek yapabiliyordun da o yüzden mi sürekli peynir ekmek yiyoruz dedi. Kısacası bu heves çok uzun sürmedi.

Sonuç olarak Platon’un da dediği gibi “ihtiyaç icatların anasıdır”: Bu süreçte açlıktan ölmemek için her hafta yiyebileceğim gıdalardan oluşan düzenli alışveriş listeleri yapmaya, internette çılgınca tarif araştırmaya ve en azından haftanın bir iki gününü mutfakta geçirerek, kendime minik menüler oluşturmaya, her gün ne yiyeceğimi planlamaya başladım. Ve evet yeşil mercimek yapmayı öğrendim. Hatta o da ne ki kaju peyniri bile yaptım. Annem bu halimi görse, gözleri yaşarırdı!

CANDİDA’NIN İNTİKAMI

Üçüncü haftaya girdiğimizde, bir sabah bunaltıcı düşlerimden uyandığımda, çenemde kabarmış pütürlü sivilcelerle dev bir böceğe dönüşmüş buldum kendimi. Bu kafkaesk durum sonrasında soluğu şirket doktorunun ofisinde aldım. Doktor, daha çok alerjiye benzediğini söyleyerek, şüpheli görünen tek şey yumurtaydı, bir süre yumurta yemeye ara vermemi tavsiye etti ve bir kortizon kremiyle beni gönderdi. Aynı akşam sporda başka bir doktor arkadaşım kortizon kremi kullanmamamı bir dermatologa görünmemi söyledi. Ekstradan gelen bir iki ufak sağlık sorunuyla beraber, ertesi gün iki doktor dolaştım.

İlker Çağlayan, “candida die-off” gibi bir durum olabileceğini söyledi. Yoğun Google araştırmalarım sonucunda detoks diyetleri sonrasında, bir nevi iyileşmeden önce kötüleşme durumu olan Herxheimer reaksiyonlarının ortaya çıkabileceğini öğrendim. Gerçekten de birkaç semptomu aynı anda gösteriyordum. Programa katılanlar içerisinde de ateşlenenler, bağırsak enfeksiyonu geçirenler oldu. Açıkçası ölen candidalardan çıkan toksinler mi bizim gardımızı düşürdü yoksa bu durum salt tesadüften mi ibaretti bilmiyorum ama o son cehennem haftasını yaşamamak için candidalarımla simbiyotik bir ilişki içinde yaşamayı tercih edebilirdim.

Yine de her şeyin başı sağlık diyerek, bu tür durumlarla karşılaşabileceğiniz konusunda da sizi uyarmak istiyorum.

SONA GELİRKEN

Programın sonuna geldiğimizde, 3,7 kg vermiş; 57,2 kg’a düşmüştüm, yağ oranım ise yüzde 24’e düşmüştü. Kastan çok minik denecek kadar bir kayıp yaşamıştım ki en büyük endişelerimden biri de buydu. Hatta son hafta hasta düşmeseydim, 10. gün yapılan ölçümde sadece yağdan kaybetmiş, üstüne 100 gr. kas bile kazanmıştım.

Programa katılan tüm kişiler olarak ise (son ölçümde 11 kişi vardı), toplamda 44,7 kg ağırlık ve 26 kg yağ kaybetmiştik!

Zafer sarhoşluğu içerisinde içerisinde şu anda kaybettiğim kiloları geri almama endişesi yaşıyorum. İlker Çağlayan ise bundan sonraki süreçte, haftada bir günün serbest olduğunu, istediğimiz her şeyi yiyebileceğimizi söyledi. (Yaşasın!) Süt ürünlerini gün aşırı tüketmemizi tavsiye etti ve her gün bir tane meyve yiyebileceğimizi söyledi.  Bu şekilde devam edersek, yağ yakımını sürdürebilirmişiz.

İlker Çağlayan, samimiyetle gerçekten hâlâ canınız tatlı istiyor mu diye sorduğunda, hayır hiç canım istemiyor diyemesem de şeker bağımlılığı konusunda oldukça yol kat ettiğimi hissediyorum. Mesela  normal beslenmeye geçtiğim son birkaç günden beri, her ne kadar serbest güne kadar sabredemesem de koca bir çikolata paketi değil de iki parça çikolata yedim. 5 tane sarma değil, bir tane yedim. Yine de hâlâ  içimde zor zapt ettiğim bir canavarın varlığını ve kendimi kaybederek çikolataların, tatlıların üzerine atlayabilme potansiyelini hissediyorum.

Hiçbir heyecan verici hikaye, salata yiyen biriyle başlamasa da yaşadığınız dönüşümün yine de heyecan verici olabileceğini unutmayın.

Merlin Özkan
YAZAR HAKKINDA

Merlin Özkan

Merlin Özkan Borusan Holding’de Kurumsal İletişim Uzmanı, Borusan Turuncu'nun editörü. Araştırmayı ve deneylemeyi seven bir ruh, umutlu bir hayalperest ve egzotik diyarları seven bir gezgindir.