Okuyarak keşfederiz. Dünyayı, tarihi ve hatta kendimizi… Okumak yaşamakla iç içedir, düşünmeye iter, insanın kendisini güncellemesini ve yaşam boyu öğrenmesini sağlar. Bir insana yapılabilecek en büyük iyiliklerden biridir okuma bilinci aşılamak.
Gözünüze kestirdiğiniz kitabı, istediğiniz zamanda ve istediğiniz yerde okuyabilenlerdenseniz oldukça şanslısınız demektir. Belki sıradan bir özgürlük olduğundan ya da doğduğunuzdan beri mücadele etmeden elinizde olduğu için okuma hakkının öneminin de farkında olmayabilirsiniz. Bu aslında çok doğal.
Yılda ortalama 40 adet kitap okuyan biri olarak, farklı yerlerdeki ihtiyaçlardan haberdar olmama rağmen doğduğumdan beri kolaylıkla eriştiğim bu hakkın herkes tarafından kolay erişilebilir bir özgürlük olmadığının farkında değildim. Ta ki Okyanus Gönüllülerine katılıp Okyanus Kütüphanesi projesinde yer alana kadar.
Kitap okuma hakkı herkes tarafından
kolay erişilebilen bir özgürlük değil.
Borusan Otomotiv Grubu Okyanus Gönüllüleri Yönetim Ekibi olarak başlattığımız Okyanus Kütüphanesi projesi için okul arayışı tahmin ettiğimizden çok daha zorlu geçti. Kimi okullar kütüphaneleri olmamasına rağmen ihtiyaçları olmadığını söylüyordu, bazıları da yardım kabul etmiyordu. Tüm uğraşlardan sonra Okyanus Kütüphanesi’ni kuracağımız okul belli oldu. Kars’ın Paslı Köyü’ndeki Esin Çağdaş İlk ve Ortaokulu. Kars’ı ilk duyduğumda çok heyecanlandım. Daha önce bulunmadığım bir şehrin köyünde nasıl çocuklarla karşılaşacaktık ve onların hayatlarına dokunacaktık? Çocuklar bizim yüksek motivasyonla onlar için toplamaya başladığımız kitapları görünce ne tepki vereceklerdi?
Ekibimizin bir bölümü önden okulu görmeye ve kütüphane için alan belirlemeye gittiler. Okuldan gelen fotoğraflarla beraber okulun farklı ihtiyaçlarının olduğunu da belirledik. Projenin çapını biraz daha genişleterek Okyanus Kütüphanesi ile beraber bu ihtiyaçları da karşılamaya karar verdik. Oldukça iyi organize olarak, projeye geniş bir katılım sağladık. Yaklaşık 3 aylık bir süreçte hedeflediğimiz 2.500 adet kitabı geçerek 3.000’in üzerinde kitap ve 50 koli kırtasiye malzemesi topladık. Tedarikçilerimizin katılımıyla okulun diğer ihtiyaçları da karşılandı.
3 aylık bir sürede 3 binin üzerinde kitap ve
50 koli kırtasiye malzemesi topladık.
Sonunda asıl gün geldi. Sonsuz yeşillerin uzandığı, güler yüzlü, cana yakın insanların yaşadığı, her köşesinden tarih fışkıran Kars’a gittik. Havaalanından yaklaşık 1 saat sonra ise aylardır gündemimizde olan Paslı Köyü’ne vardık. Ben ilk defa bir köy okulunda bulundum. Bildiklerim televizyonda, sosyal medyada ve bu proje sayesinde arkadaşlarımın gönderdiği fotoğraflarla sınırlıydı. İçeri girdiğimizde okulu heyecanla incelemeye başladım. Sonra bizi Cumartesi olmasına ve öğretmenlerinin öğleden sonra geleceğimizi söylemelerine rağmen sabahtan beri sınıfta sıralarında bekleyen öğrencilerin yanına gittik.
Onların gözlerindeki sevinci, umudu, heyecanı yazıyla anlatmanın imkanı yok sanırım ya da ben bilmiyorum. Kimi koşarak yanımıza gelip bizlere sarılırken, kimi daha çekingendi, bir köşede durup bizi uzaktan izledi. Yanlarına gittiğimizde ve soru sorduğumuzda gözlerini kaçırarak teşekkür ettiler. Sonra kitapları birbirine göstererek sevinç içinde yerleştirmeye başladılar. Kimi okula kazandırdığımız satranç takımının başına oturdu, kimileri bizleri soru yağmuruna tuttu ve çevreyi göstermeye çalıştı.
Orada çok daha iyi fark ettim, her zaman bildiğim ihtiyacın gerçek yüzüyle karşılaştım. Çocukların birbirinden farklı hikayelerine misafir oldukça gördüm ki onlar büyük şehirlerde yaşayan çocukların etrafındaki birçok entellektüel uyarandan uzaklar maalesef. O yüzden okuma özgürlüğüne kavuşabilmeleri için daha fazla imkana, daha fazla uyarana ihtiyaçları var. Bu yönde gösterilecek her çabanın önemi çok büyük, bunu her çocuğun gözündeki parıltıdan anlayabiliyorsunuz. Okuma özgürlüğünün daha fazla çocuğa ulaşması için bu tarz projelerin artması dileğiyle.
