Kadınlar üzerindeki baskı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tam olarak sağlanamamış olması ne yazık ki hala var olan ve hepimizin mücadele etmesi gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor. Kadınlarla erkeklerin yan yana yürüdükleri, tüm eşitsizliklerin ortadan kalktığı bir dünya hayaliyle yapılan çalışmalar sonucunda önemli bir yol alınmış olsa da hala istenen noktaya ulaşabilmiş değiliz.
Kadınlara karşı önyargıları kırmak zorlu bir mücadele ve her geçen gün karşımıza yeni zorluklar çıkabiliyor. Tam, kadınlar çalışmaz yargısını kırdık derken toplumumuz şimdilerde de meslekleri ‘kadın / erkek mesleği’ olarak ayırmaya başladı. Bu ayrımların belki de en büyüğü, kesinlikle erkek mesleği olarak kabul edilen mesleklerden biri benim mesleğim, yani teknisyenlik.
Teknisyen olmak için erkek olmaya gerek yok, biraz pratik zekâ, biraz özveri ile beraber halledemeyeceğimiz bir şeyin olmadığını düşünüyorum.
Borusan Oto’da mekanik teknisyeni olarak çalışmamı daha ilkokuldayken kendi yolunu çizen, her zaman motorlara bir mücevhere bakar gibi bakan küçük kız çocuğuna borçluyum. Bu güzel hikâyenin mimarı o.
Benim hikayem daha 12 yaşımda başladı; motorları çok seviyordum, bu mesleği yapıp teknisyen olmaya karar verdim. Fakat, önümde bana örnek olabilecek kimsenin olmaması ve yapmak istediğim mesleğin toplumsal olarak kabul edilmiş bir erkek mesleği olması aslında beni biraz sancılı bir yolculuğa başlatmış oldu. Fakat çok kararlıydım. Sanıyorum ki bu kararlı tutumum, işte benim mesleğim dediğim mesleğe çocukluğumda karar vermiş olmam ve ailemin koşulsuz desteği beni teknisyen yaptı. Aile demişken, bu yolda en önemli desteği hep ailemden gördüm. Bir an olsun bana başka meslek yap demediler. Biz senin her zaman arkandayız diyerek destek oldular. Başarımı onlara borçluyum.
Hayalimin hep motorları tamir etmek, onlarla iç içe olmak olduğunu duyanlar çok şaşırıyordu.
Eğitim sürecinde ilk başlarda zorlandım fakat hiç kimse teknisyen olarak doğmuyor; meslek ile ilgili gerekli eğitimleri aldıktan sonra biraz da merakınız varsa çorap söküğü gibi geliyor her şey. Eğitim hayatım boyunca başarılı olabilmek için çok çalıştım, çok uykusuz kaldım fakat geldiğim bu noktaya baktığımda her şeye değdiğini çok daha iyi anlıyorum.
Üniversiteden uçak ve helikopter bakım teknisyeni olarak mezun olduktan sonra iş aramaya koyuldum. İlanların çoğunda cinsiyet seçimi olarak erkek vardı, ümidimi kaybetmek üzereyken Borusan Otomotiv Grubu’nun “Borusan Oto Anahtar Kadında” projesi ile karşılaştım. Çok şaşırdım, fakat otomotive olan ilgimle beraber iş başvurumu çok umutlu ve mutlu bir şekilde yaptım.
Geri dönüş bekliyor muydum? Evet, ama bir yandan da acabalarla doluydum. İşe başladığımda ilk zamanlar biraz tereddütlü ve endişeliydim; acaba yapabilir miyim, uyum sağlayabilir miyim diye… Bir süre sonra uygulamam gereken o güce de adapte olmaya başladım. Öğrenme süreci herkeste olduğu gibi devam ediyor tabii.
İş hayatında ise bu mesleğe erkek mesleği gözüyle bakan azınlığın yanı sıra beklemediğim kadar da ‘kadınlar bu mesleği daha dikkatli, daha hassas yapar, çok da iyi yapar’ düşüncesi olduğunu gördüm. Haklılardı! Bu mesleği kadınlar yapar, çok da güzel yapar. İnce gözlemlerimiz, malzemelere biraz daha hassas yaklaşmamız, düzenli ve temiz çalışmamız, dikkatimiz bizi bu meslekte başarılı yapar. Çok da güzel yerlere geliriz. Bir kadın bir işi yapmak istesin yeter ki.
Ben, kendimle ve diğer kadın teknisyen arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Gelecekte teknisyen olmak isteyen, mesleğin cinsiyeti olmadığını duymaya ihtiyaç duyan tüm kız çocuklarına güzel bir örnek olabilirsek ne mutlu bize! Motor seven, teknisyen olmak isteyen kadın arkadaşlarım; bu yolda kendinize hatırlatmanız gereken tek bir şey var mesleklerin cinsiyeti yoktur, bu tarz düşünceler sadece ön yargıdan ibarettir ve biz ne istersek yapabilecek gücü ancak kendimizde bulabiliriz!
Hayallerinin peşinden hiç pes etmeden giden, üreten, başaran tüm kadınlarımızın ve bizi bu kadar güçlü yetiştiren annelerimizin kadınlar günü kutlu olsun…