Babalığı Yeniden Tanımlamak

1634

Bugün Babalar Günü. İki kız babası olarak, duygusal ruh halimin sebebi bu olsa gerek.

Kızlarım Zeynep ve Esra 24 ve 22 yaşında. İkisi de kocaman kalpli, pozitif enerjili ve sorumluluk sahibi genç kız oldular. Belki de karakter farkından dolayı çocukluklarında biraz fazla didiştiler ama bizi hep mutlu ettiler. İyi okullarda başarıyla okudular, bence dünya insanı olmak için iyi adımlar attılar ve en önemlisi mutlu olabilmeyi başardılar. Şimdi hayatlarının bir sonraki dönemine hazırlanıyorlar. Şansları ve yolları açık olsun.

İki kız çocuğu babası olarak çocuklarımın geleceğine dair umutlarım ve korkularımın dünyaya bakış açımı şekillendirdiğini görüyorum. Sanıyorum ki baba olmak bir erkeği değiştiren en etkili güç. Bir anda öncelikleriniz değişiyor, omuzlarınızda çok daha büyük bir sorumluluk hissediyorsunuz. Çünkü çocuk büyütmek çok ciddi bir iş. Hatta hayatta gerçekleştirdiğiniz en önemli ve en anlamlı iş!

Dünyanın koşulları değişirken, anne-baba olarak ev içerisindeki rollerimiz ve dinamikler de yavaş yavaş değişiyor, en azından sorgulanır hale geliyor.  Üstelik kız çocuklarınız varsa, kendi kafanızdaki önyargıları ve cinsiyet kalıplarını, gelecekten beklentilerinizi daha da derinden sorgulamaya başlıyorsunuz. Kafanızda babalığa ve genel anlamda ebeveynliğe dair yüksek ideallerle başladığınız bu yolculuk, bir anda acaba iyi mi yapıyorum yoksa kötü mü türünden binbir düşünce içerisinde bocaladığınız; bildiğiniz, gördüğünüz, öğrendiğiniz her şeyi yeniden tanımlamaya başladığınız bir sürece dönüşüveriyor.

Ve gerçek olan bir şey var ki çoğu zaman ideallerle gerçekler birbiriyle örtüşmüyor. Her şeyi deneme yanılma yoluyla, hatalar yaparak, yalpayarak öğreniyorsunuz. Sadece siz çocuk yetiştirmiyorsunuz, çocuklarınız da sizi yetiştiriyor. Sadece siz çocuklarınıza öğretmiyorsunuz, siz de çocuğunuzdan çok şey öğreniyorsunuz.

Çeşitli kuşaklara bakacak olursak, çocuk yetiştirme konusunda muazzam farklılıklar görüyoruz. Kendi anne ve babam, ben baba olduktan sonra kızlarımı yetiştirme biçimim ve yeni jenerasyon ebeveynlerin norm ve değerleri arasında uçurum olsa da ortak olan bir şey var: Hepimiz çocuklarımızın mutlu ve kendine güvenen, başarılı bireyler olmasını istiyoruz.

Çocuklarımızı dersanelere gönderiyor, özel dersler aldırıyor, kurslardan kurslara taşıyoruz. “Başarma” baskısını daha çok küçük yaşlardan çocukların omuzlarına yüklüyoruz. Anneler, toplumsal beklentiler doğrultusunda her şeyi yapabilen “süper anne olma” baskısını yaşarken, babalar ise daha çok ev ekonomisinin sorumluluğunu üstlenen figürler olarak birebir çocuklarıyla ilgilenmekten yoksun kalıyor.

Akışına bırakmaktan ve çocuklarımızla beraber büyümenin hazzını yaşamaktan ziyade, ebeveynliği stresli ve yorucu bir şeye dönüştürüyoruz. Aslında mutlu ve kendine güvenen çocuklar yetiştirmenin bir formülü, bir yol haritası yok diye düşünüyorum. Hayatta “başarılı” olarak kabul ettiğimiz kişilere baktığımızda da hepsinin çok çeşitli yerlerden, çeşitli ailelerden geldiklerini, çeşitli deneyimlerden geçtiklerini görüyoruz. Toplum olarak çocuklarımız için arzuladığımız geleceği yaratmanın yolunun aslında çok temel değerleri aşılayabilmekten geçtiğine inanıyorum: Dürüst, sorumluluk sahibi, ne istediğini bilen, azimli ve sevgiye değer veren bireyler yetiştirmekten.

O yüzden kuralları bir kenara bırakıp, baba olmanın, aile olmanın, çocuğunuzla beraber büyümenin, onlarla olabildiğince kaliteli vakit geçirmenin keyfini çıkarın.

Babalar Günümüz kutlu olsun!

Agah Uğur
YAZAR HAKKINDA

Agah Uğur

Agah Uğur, Borusan Holding Yönetim Kurulu Eski Üyesi.