Basketbol benim ilk aşkım! Gençliğinde amatör olarak basketbol oynamış babam, 8 yaşımda beni basketbolla tanıştırdı. Bir de çocukluk yıllarımda TRT’de Beyaz Gölge dizisi gösterilirdi. Benim gibi 80’li yıllarda çocuk olmuş pek çok kişinin yüreğine de bu dizi basketbol sevgisini ekmiş ve ülkemizde geniş kitlelere yayılmasını sağlamıştır muhtemelen. Dilimize “koç” kelimesini sokmanın yanı sıra, basketbolun top cambazlığından ibaret olmadığını, kültürünü, ahlaki boyutunu, felsefesini, takım olmanın gücünü daha küçük yaşlardan hissetmemi sağlamış, basketbolun hayatımın tutkularından biri olmasında payı olmuştur.
Basketbol, tanıştığımız günden beri hep hayatımın bir parçası oldu. Öyle ki, hem okul hem de iş yaşamında basketbol oynamak için her türlü fırsatı değerlendirdim. Üniversite takımı ile katıldığım turnuvalardan tutun da, Borusan’daki görevim nedeniyle uzun zaman geçirdiğim coğrafyalarda basketbol oynadığım gruplara kadar…
Çocukluk tutkumu doğal olarak işe de taşıdım, basketbol aşıklarını bir araya getirmek için Borusan’da basketbol takımı kurma sürecini üstlendim. Her şey, Borusan Mannesmann’daki mesai arkadaşlarımla kurduğumuz takımla katıldığımız tek pota turnuvasında, diğer bir Borusan şirketi olan Borusan Manheim takımıyla karşılaşmamızla başladı. Bu tip turnuvalara ayrı ayrı takımlarla katılmak yerine beraberce tüm Borusan’ı temsil edecek bir takımı neden kurmuyoruz dedik.
Ama öyle kolay oldu sanmayın. Öncelikle Borusan içerisinde bunun iletişiminin ve gerekli maddi kaynakların sağlanması, antrenör, saha, turnuva organizasyonlarının yapılması gibi zorluklar çıktı karşımıza. Borusan Spor Kulübü’nün kurulması ile iletişim ve maddi kaynak konularını çözdük. Antrenör, saha ve turnuva organizasyonlarını ise basketbol camiasındaki tanıdıklarım vasıtasıyla hallettik. Bu konuda öyle bir motivasyonum vardı ki, antrenörümüzle anlaşmayı dünyanın öbür ucundan, tatile gittiğim Avustralya’dan telefonla sonuçlandırmıştım.
KURUMSAL BASKETBOLCUNUN HAYATI
Kurumsal takımlar genelde basketbola gönül vermiş ve iş yüklerine, hatta kimi durumlarda ilerleyen yaşlarına rağmen basketboldan kopamamış kişilerden kurulu oluyor. Bunlar arasında, zamanında profesyonel olarak oynamış, hatta milli takımda forma giymiş oyuncular da var. Kimi zaman, katıldığımız turnuvalarda başarı elde etmek için aktif oyuncuları bordrosuna alan şirketlerle de karşılaşıyoruz. Biz Borusan’da sportif kabiliyete göre işe alım yapmıyoruz ama gerek takımımıza sağladığımız antrenman sahası ve profesyonel antrenör gibi olanaklar, gerekse çalışanlarımızın ekstra çabası ile katıldığımız turnuvalarda her zaman iddialı oluyoruz.
Kurumsal takımlar arasında olsa da maçlarımız kıran kırana geçiyor, herkes takım için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Kimi zaman özel yaşamımızdan, kimi zaman uykumuzdan feragat ederek, antrenman ve maçlara gidiyoruz. Sezon boyunca haftada iki antrenman ve neredeyse her hafta sonu da maçımız oluyor. Bunun dışında, takımın yönetimsel işlerine de zaman ayırmak gerekiyor. İşin bu kısmıyla, Borusan Spor Kulübü’ndeki her branşta olduğu gibi, gönüllü branş sorumlusu arkadaşlarımızla beraber ilgileniyoruz.
Elbette sevdiğiniz bir disiplinle uğraşmanın, emek vermenin size pek çok faydası da oluyor. Basketbolun, hayatıma kattığı disiplin ile, bir takım sporu olarak da sahip olduğum takım çalışması nosyonunu ve sosyal ilişkilerimi geliştirerek iş yaşamıma çok katkısı oldu. Bu sayede pek çok milletten ve coğrafyadan halen süren arkadaşlıklar edindim. Ayrıca, basketbol bana şunu öğretti: Hatalı bir karar vermek dahi kararsızlıktan iyidir!
Basketboldan öğrendim: Hatalı bir karar vermek dahi kararsızlıktan iyidir!
Diğer birçok spor dalında da olduğu gibi, mümkün olduğunca erken yaşta bu spora başlamak hem atletik becerilerini hem de oyun zekasını geliştirmek açısından önemli olsa da çalışmayı bırakmamak, kendinizi sürekli geliştirmek ve sportmenlikten taviz vermemek bu oyunun olmazsa olmazları.
HAYDİ KALKIN MAÇA GİDİYORUZ!
Spor Kulübünde Basketbol takımımızda neler yaptığımız genellikle merak ediliyor. Kısaca anlatayım! Bir yandan spor yaparak günlük hayatın stresinden kurtulup zihnimizi boşaltmak, diğer yandan da bu enerjiyi bir amaca yönelterek, bir takımın parçası olma heyecanını yaşamak bizi motive ediyor, birbirimize bağlıyor.
Oluşturduğumuz takım ruhu sayesindedir ki iş gününün yorgunluğuna ve İstanbul trafiğine rağmen, haftada iki kere İstanbul’un dört bir yanındaki Borusan lokasyonlarından gelip antrenman salonunda buluşuyor, hafta sonları da Borusan’ı temsil etmek için maçlara çıkıyoruz. Eğer maçlarımıza gelirseniz, sizler de sahadaki oyuncularımızı bir top için kendilerini yere atarken, bençteki arkadaşlarımızı heyecandan hop oturup hop kalkarken veya tüm takımı sevinçten sarmaş dolaş olmuş halde görebilirsiniz.
Erkek ve Kadın Basketbol Takımlarımız Kasım – Mayıs arasında organize edilen Şirketler Basketbol Ligi’nde (CBL – Corporate Basketball League ve WCBL – Women Corporate Basketball League) mücadele ediyor. Ayrıca, yıl boyunca organize edilen kurumsal tek pota turnuvalarına da katılıyoruz. Profesyonel antrenörlerimiz var. Mayıs-Ağustos arası haftada tek antrenman, Eylül-Nisan arası ise haftada iki antrenman yapıyoruz. Takımlarımız tüm Borusanlılara açık ancak oynadığımız liglerde kadro sınırlaması olduğu için seçme yapmamız gerekiyor. Yılda 1-2 kez (Genelde Mayıs ve Eylül aylarında) genel seçme yapıyor, arada gelen taleplerde de ilgili arkadaşları deneme için antrenmanlara davet ediyoruz. Takım kadrosu ile ilgili kararları antrenörlerimiz veriyor.
Erkek Basketbol Takımımız, katıldığı son üç tek-pota turnuvasında da şampiyon olup, CBL 2018-2019 sezonuna 7 galibiyetle başlayarak tarihindeki en başarılı sezon başlangıcına imza attı. 60 takımın katıldığı ligin normal sezonunu 8. sırada bitirerek play-off maçları oynamaya hak kazandı. Kadın Basketbol Takımımız da WCBL’de 2 yıl önce şampiyonluk sevinci yaşadı.
Şirketimiz ve Borusan Spor Kulübü bizleri olabildiğince destekliyor. Oyuncularımız gerek antrenmanlara katılarak gerekse maçlarda büyük çaba sarf ederek Borusan’ı en iyi şekilde temsil etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Tek eksiğimiz seyirci desteği! Bu bağlamda, Borusanlıları, aileleriyle maçlarımızı seyretmeye ve takımdaki coşku ve heyecanı paylaşmaya davet etmek istiyorum. Gelin, Borusan ismini sporda da beraber zirveye taşıyalım!