Bize Sunulan Fırsat: Gönüllülük

1045
Bize Sunulan Fırsat: Gönüllülük

10 senedir Borusan’da çalışıyorum ancak tüm hayatım üzerinde büyük bir etkisi olan Okyanus Gönüllüleri ile ilk tanışmam 2015 yılında Satış Operasyonları görevinde çalışırken aldığım mail ile oldu. Sadece gün içinde belli bir adım hedefini tutturarak ve çeşitli aktivitelerle bağış toplayarak omurilik felçli çocuklara maddi destek sağlayabileceğimizi anlatan bu mail harekete geçmemi sağlayan ilk adımdı. Aslında daha önce pek çok sivil toplum kuruluşuna bağışta bulunmuştum ancak “gerçekten” eyleme geçen tarafta hiç olmamıştım. Tam da bu yüzden bu fikir beni gerçekten heyecanlandırdı. İnsanın kendisinden ve yakın çevresinden başka, hatta belki hiç tanımadığı birilerine dokunarak onları mutlu etmenin daha farklı, daha kutsal bir duygu olduğunu tahmin ediyordum ve şimdi bu kutsal duyguyu yaşama fırsatım vardı.

Bu mail üzerine şirket içinde benimle aynı duyguları paylaşan ve gönüllülük projeleri düzenleyen ekibi tanıma fırsatım oldu ve ben de mutlaka bu ekibin parçası olmalıyım dedim. Böylece Okyanus Gönüllülerinin bir üyesi olarak bu güzel sürece başladım. Okyanus gönüllüleri gibi platformların ayrıştırmadan kapsayıcı ve birleştirici bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Tek başımıza yaratamayacağımız etki, bir araya geldiğimizde çok güzel bir sinerji ile ortaya çıkıyor. Ayrıca bu projelerde çalışma arkadaşlarımızla iş dışında da ortak bir noktada buluşmuş oluyoruz ve oldukça keyifli vakit geçiriyoruz.

Borusan Otomotiv Okyanus Gönüllüleri denince ilk akla gelen, her yıl düzenlediğimiz kütüphane projemiz ve son üç senedir benim de liderlik ettiğim Steptember projelerimizden bahsetmeden olmaz. Ülkemizin pek çok yerinde maddi ve lojistik yetersizliklerden dolayı, öğrencilerin bilgiye erişiminin kısıtlı olduğu okullar var. Her sene farklı bir şehrimizden bir okulumuzu seçerek kitap bağışında bulunuyoruz. Yıllar içerisinde bağışta bulunduğumuz okullardan aldığımız fotoğraflar, geri bildirimler bizi daha fazla ne yapabiliriz diye düşündürdü.

Bazı okullarda, öğrencilerin gönderdiğimiz kitapları bile sessizce okuyacakları, kitap araştırmasında bulunacakları bir kütüphaneleri yoktu. İşte bu sebeple son iki senedir rotamızı tam da böyle okullara yönelttik. Kütüphane ile birlikte öğrencilerin sosyalleşebilecekleri, arkadaşlarıyla keyifli vakit geçirebilecekleri, oyunlar oynayabilecekleri alanlar yarattık. Öğrenciler ile el ele verip kütüphaneyi yerleştirirken zaman zaman hüzünlendik ama yüzlerindeki mutluluğu gördükçe onlarla birlikte mutlu olduk. O küçük çocukların gözlerimizin içine bakarak bizi çok beklediklerini söylediklerinde ne kadar doğru bir şey yaptığımızı ve çok önemli bir şeyin parçası olduğumuzu bir kez daha anladık. Elbette biz ekip olarak belki daha ön planda ve görünürdük ama arkamızda, bizi her projemizde destekleyen çalışma arkadaşlarımız olmasa bunu başaramazdık.

Gönüllülük aslında bize verilmiş olan bir fırsattır. Çünkü biz birilerinin hayatına dokundukça bizim de hayatımız güzelleşiyor. İhtiyacı olan bir insanın yanında olabilmek daha önce hiç hissetmediğiniz kutsal bir duyguyu tatmanızı sağlıyor.”

Steptember ise her yıl eylül ayında Okyanus Gönüllüleri olarak katıldığımız artık gelenekselleşmiş diyebileceğim bir diğer projemiz. Son üç yıldır bu projenin en başından sonuna kadar tüm sürecine dahil oluyorum. Ekiplerimiz tatlı bir rekabet içinde, yaratıcılıklarını ve yeteneklerini de ön plana çıkararak ortak bir amaca birlikte yürüdü. Her yıl daha çok bağışı nasıl toplarız diye düşündük ve bunun sonucunda çok fikirler çıkardık. Örneğin bir sene bir arkadaşımız dans dersleri vererek en çok bağış toplayan ekip finalini göğüslemişti, bir başka yıl çalışma arkadaşlarımızdan bir ekip konser vererek hem bağış toplamış hem de bizlere keyifli bir zaman yaşatmıştı.

Okyanus gönüllüleri bunlarla da sınırlı değil. Planlı projelerimizin yanı sıra gündemin gerektirdiği durumlarda da harekete geçmemiz gerekiyor. Örneğin; dünyaca yaşadığımız pandemi sürecinde hastanelere maske ve ülkemizde yaşanan orman yangınlarında bölgeye içme suyu tedariki sağlayarak da varlığımızı gösterdik, ihtiyacı olanların yanında olduk. Çeşitli sivil toplum kuruluşları ile yapılan iş birlikleri ile eğitimden kültür-sanata, çevre ve sağlıktan insan haklarına kadar farklı alanlarda projeler hayata geçirdik.

Sonuç olarak, gönüllülük aslında bize verilmiş olan bir fırsattır. Çünkü biz birilerinin hayatına dokundukça bizim de hayatımız güzelleşiyor. İhtiyacı olan bir insanın yanında olabilmek daha önce hiç hissetmediğiniz kutsal bir duyguyu tatmanızı sağlıyor. Kendi adıma şirketimin bana sunduğu bu fırsat için teşekkür ediyorum ve bu yazı ile ulaştığım herkesin daha aktif olarak çalışmalarımızın içinde yer almasını diliyorum. Hep birlikte bir kişinin daha hayatını değiştirebiliriz!

İpek KAYA OBAKAN
YAZAR HAKKINDA

İpek KAYA OBAKAN

Borusan Oto Genel müdür asistanı olarak görev yapıyor ve 2011 yılından beri Borusanlı. Kamp yapmayı, doğada yürümeyi sever, pozitif ve güler yüzlüdür.