Doğru İşe Girdiğinizi Nasıl Anlarsınız?

1301

Başlangıçların zorlu olduğunu, öte yanda bir o kadar da yenilenme enerjisi ve heyecan içerdiğini kariyerinde uzun bir süre aynı yerde çalıştıktan sonra iş değişikliğini deneyimlemiş insanlar bilirler.

5 yıl dolu dolu ve çok geliştirici geçen EY’deki yönetim danışmanlığı sonrası artık işi yapma, yönetme zamanı diyerek Borusan ailesine 6 Kasım 2017’de katılma kararı aldım. Ne tesadüftür ki 2006 yılında yine 6 Kasım’da İstanbul’a, güneyden Tarsus’tan gelmiş ve Henkel’de taze bir mühendis olarak çalışmaya başlamıştım.

Bu yazıyı çok kısa bir zaman içerisinde hissettiğim güçlü bağlılık duygusunu başkalarına da anlatma arzusu ile kaleme almak istedim. Doğru işe girdiğimi nasıl anladım?

İşe başlamamın ilk haftasında yaşadığım özel bir deneyim, bana “doğru yerdeyim” hissini yaşattı. Kurumlar, birçok yönetim metodunu ve ilkelerini kullanarak, kurum değerlerini içselleştirerek çalışan bağlılığını güçlendirmek için adım atar ancak çoğu zaman bunu başaramazlar.

DEĞERLERİ YAŞATMAK

6 Kasım’da Borusan’da işe başladım. Aynı hafta içerisinde, 10 Kasım’da ise beni duygudan duyguya sürükleyen, tüylerimi diken diken eden bir “Atatürk’ü Anma Töreni”ne katıldım. Bu tören sayesinde, aslında çalışan bağlılığını başarmanın yolunun kurumun özünü oluşturan değerleri bir bütünsellik çerçevesinde yaşatmaktan geçtiğini bizzat tecrübe ederek idrak ettim.

Çalışan bağlılığını başarmanın, kurumun özünü oluşturan değerleri bir bütünsellik çerçevesinde yaşatmaktan geçtiğini bizzat tecrübe ettim.

Uzun yıllar küresel markalarla çalıştıktan sonra şunu söyleyebilirim ki 10 Kasım 2017 tarihinde binlerce Borusan çalışanın katıldığı “Atatürk’ü Anma Töreni”nde aslında unutmaya yüz tuttuğum bir hissiyatın içimde yeniden canlandığına, yeniden uyandığına şahit oldum.

Tazlar Köyü’nden çıkarak büyük bir başarı ve ilham öyküsünü yaratmış Borusan’ın kurucusu Asım Kocabıyık’ın, yani bu topraklardan yetişmiş bir Anadolu insanın şirketinde daha ilk haftamda benim için büyük anlam ifade eden bir değere geri kavuştum. Hem şaşkınlık hem de bağlılık duygusu oluştu içimde.

Neden şaşkınlık? Sermayenin bu kadar egemen olduğu günümüzde, bir şirket tüm çalışanlarını yarım gün boyunca toplu olarak bir anma törenine davet ediyor ve iş kaybını göze alıyor. Az değil 500 kişinin katıldığı ve 2000 kişinin canlı olarak izlediği bir tören!  Neden bağlılık? Bir şirket her yıl geleneksel olarak bu özel günde bir araya geliyor ve Atatürk’ün değerlerini benimsemiş Asım Kocabıyık’ın yani Borusan’ın değerlerini yaşatmanın öneminin farkında.

Sermayenin bu kadar egemen olduğu günümüzde, bir şirket tüm çalışanlarını yarım gün boyunca bir anma törenine davet ediyor ve iş kaybını göze alıyor.

10 KASIM 2017’DE NE OLDU?

Törenin başladığı andan bitiş anına kadar hislerimin tarifini kelimelere dökmenin zorluğu içerisindeyim ancak deneyeceğim. Deneyebilmek bence büyülü bir kelime, bir kere insan bunun farkına vardı mı, hayatında o ana kadar fark etmediği birçok pencerenin açıldığını görebiliyor. Tıpkı törende konuşmacı olarak yer alan iki ilham verici kadın Aytül Erçil ve İnci Kadribegiç’in anlattıklarındaki gibi.

Deneyebilme cesaretini göstererek, kendine inanarak ve vazgeçmeyerek aslında ne kadar ileri gidilebileceğini anlattı bu iki özel insan. Aytül Erçil, başarılı süren akademik kariyerine seri girişimcilik hikayesi eklemeyi başarmış, yapay görme alanında yaptığı yenilikler ile alanında dünyada isim yapmış, birçok ödül kazanmış ve yatırımcıların ilgisini çekmeyi başarmış müthiş bir kadın. İnci Kadribegiç ise Kosova doğumlu, inandığı yolda yılmayan bir karakter. Müthiş bir enerji ve doğallıkla kendi hikayesini paylaştı, bu topraklara olan gönül borcunu ödemek ve fayda yaratmak için kanser tedavisi üzerine yaptığı bilimsel çalışmaları anlattı.

Bu iki konuşma, bir insanın gerçekten yapmak istediklerine odaklandığında ve bunu cesareti ile tamamladığında, istediğini elde edememesinin önünde pek de bir engel kalmadığını bir kez daha bana hatırlattı. Eminim birçok Borusan çalışanına ilham oldular. Konuşmalar esnasında vurgulanan bir diğer önemli öğe ise, Asım Kocabıyık’ın gösterdiği yolun Atatürk’ün yolu olması, yani ilim ve bilgi olması idi.

Etkinlik içerisinde bir diğer anlamlı bölüm ise Borusan Çocuk Koro’sunun sunduğu eserlerdi. Pırlanta gibi parlayan bu çocuklar, zaman zaman bizlerde tebessüm, zaman zaman ise tüyleri diken diken eden bir duygu seli yarattılar. Atatürk’ün sevdiği eserleri müthiş bir bütünsellik ve ciddiyet içerisinde seslendirerek, yarınlarımıza umut dolu bakmak için bir ışık yaktılar benim gözümde.

Bu tören aslında, çok değerli bir anma töreni olmanın yanı sıra, bence çalışanlar üzerinde çok etkili bir şekilde, şirket değerlerinin de anlaşılması ve içselleştirilmesi için güçlü bir iletişim aracı oldu. O gün şunu anladım: Borusan’da çalışırken aldığım kararlarda, yaptığım işte aklımda bir fener gibi yol gösterecek değerler, azim, çalışma, kararlılık, uzman olmak, faydalı olmak, cesaret etmek, güven ve insana değer vermekti. İşte bu yüzden “Evet doğru yerdeyim” dedim.

Orçun Kuyucuoğlu
YAZAR HAKKINDA

Orçun Kuyucuoğlu

Orçun Kuyucuoğlu, Borusan Lojistik’te Stratejik Pazarlama Grup Müdürü. Öğrenme ve sürekli gelişim onun için enerji ve tutku anlamına geliyor. Bir caz barda müzik yapacağı günü heyecan ile hayal ediyor, insan davranışları üzerine okumaktan ve düşünmekten keyif alıyor, spor olmazsa olmazı.