Döngüsel Ekonomi: Atıktan Kaynağa Dönüşüm

6
Döngüsel Ekonomi: Atıktan Kaynağa Dönüşüm

Belki de hepimizin aklına takılıyordur: “Bir ürün gerçekten ömrünü doldurdu mu, yoksa biz mi öyle sanıyoruz?” Çekmecenin kenarında bekleyen bozuk kulaklık, yıllardır dolabın diplerine itilen o kıyafet ya da çöp sandığımız ama aslında yeniden değerlendirilebilecek sayısız malzeme… Tüm bunlar aslında bir “son”dan ziyade yeni bir “başlangıç” olabilir. İşte döngüsel ekonomi tam da bu noktada sahneye çıkıyor ve bize şunu söylüyor: “Atık diye bir şey yoktur, yanlış tasarlanmış ürün vardır.”

Bugün değişen dünya düzeninde şirketler kadar bireylerin de gündemine aldığı bu model, yalnızca çevre için değil, ekonomik sürdürülebilirlik için de yeni bir sayfa açıyor. Borusan Turuncu olarak biz de bu dönüşümün tam merkezindeyiz ve sizi de bu yeni dünyanın hikâyesine davet ediyoruz. Hazırladığımız bu yazıya göz atarak döngüsel ekonomi nedir, neden önemlidir, örnekleri nelerdir gibi soruların cevaplarını detaylarıyla bulabilirsiniz.

Dünyayı Değiştiren Yeni Ekonomik Model: Döngüsel Ekonomi Nedir?

Klasik “al–kullan–tüket-at” döngüsünü bilirsiniz. Uzun yıllar boyunca hepimiz bu “doğrusal” sistemin içinde yaşadık: Ürün üretildi, kullanıldı ve çöp oldu. Oysa bunca zamandır pratik bulduğumuz bu süreç, gezegenimiz açısından hiç de öyle değil. Yaşadığımız dünyaya adeta nefes aldıran bir yöntem dizisi benimseyen döngüsel ekonomi modeli, ekonomik büyümeyi atık üretiminden ayıran bir model sunar. Yani hedef şu:

  • Kaynakları daha az tüketmek,
  • Ürünleri daha uzun süre yaşatmak,
  • Atıkları tekrar kaynağa dönüştürmek,
  • Ve tüm süreci sürdürülebilir hâle getirmek.

Bu sürdürülebilir ekonomi modelinde çöp kutusu yok, onun yerine “yeniden kullanım”, “tamir”, “geri dönüşüm” ve “yeniden üretim” gibi güçlü prensipler var. Üstelik ekonomik olarak da çok güçlü bir gelecek vadediyor. İş dünyası da giderek bu akıma yöneliyor; çünkü gezegen kazanırken şirketler de tasarruf ediyor, verimlilik artıyor.

Döngüsel Ekonominin Arkasındaki Fikir: Atığın Yok Olduğu Bir Sistem

Düşünsenize… Bir ürün tasarlanırken daha en başından ikinci kullanım senaryosu da yazılıyor. Mesela bir mobilya alıyorsunuz; eskidiğinde çöpe gitmiyor, parçalanıp yepyeni bir ürüne dönüşüyor. Ya da cihazınızın bozulan tek bir parçası değiştiriliyor ve siz onu yıllarca kullanmaya devam ediyorsunuz. Çok basit ama devrimsel bir fikir. Bu fikri benimseyen döngüsel ekonominin temelinde üç kritik ilke var:

  • Atığı ve kirliliği kaynağında önlemek: Henüz tasarım aşamasındayken gereksiz malzemelerin, geri dönüştürülemeyen bileşenlerin önüne geçiliyor. “Nasıl olsa çöp olur” yaklaşımı tarihe karışıyor.
  • Ürün ve malzemeleri döngüde tutmak: Tamir etmek, yenilemek, paylaşmak, yeniden kullanmak… Kısacası ürün, değerini kaybetmeden sistemde kalıyor.
  • Doğal sistemleri yenilemek: Üretim süreçleri doğaya zarar vermiyor, aksine ekosistemi destekliyor. Organik atıklar toprağa geri dönüyor, enerji verimli süreçler tercih ediliyor.

Kısacası döngüsel ekonomi ilkelerine baktığınızda çöp diye bir şeyin olmadığını açıkça görebilirsiniz. Çünkü bu yenilikçi ve çevreci ekonomi modelinde sadece yeni bir başlangıç var.

Döngüsel Ekonomi Modeli Nasıl İşler? Üretimden Tüketime Yeni Döngü

Zihninizde “Fikir güzel, peki, bu işin pratiği nasıl işliyor?” diye bir soru oluşabilir. Aslında döngüsel ekonomi, bir zincir. Ama bildiğiniz zincirlerden biraz farklı: Her halka, bir sonrakini besliyor.

Akıllı tasarım: Ürün daha üretilmeden döngüsel mantıkla kurgulanıyor. “Kolayca tamir edilebilir mi? Parçaları sökülebilir mi? Geri dönüştürülebilir mi?” Bunların hepsi baştan düşünülüyor.

Sürdürülebilir üretim: Enerji verimli sistemler, uzun ömürlü malzemeler ve yenilenebilir kaynaklar devrede tutuluyor.

Sorumlu tüketim: Kullanıcı sadece tüketen değil; değer yaratan bir paydaş hâline geliyor. Ürün uzun süre kullanılıyor, gerektiğinde onarılıyor ya da ikinci el olarak paylaşılıyor.

Geri kazanım ve dönüşüm: Ürün, ömrü tamamlandığında yok olmuyor; parçalarına ayrılıyor, geri dönüştürülüyor ve başka bir üretimin kaynağı oluyor.

İşin en güzel yanı ise şu: Bu süreç ilerledikçe daha az maliyet yaratıyor, bununla birlikte daha çok tasarruf ve daha temiz bir çevre sağlıyor. Yani herkes kazanıyor.

Gerçek Dünyadan Döngüsel Ekonomi Örnekleri

Döngüsel ekonomi artık “geleceğin hayali” değil; pek çok global markanın aktif olarak uyguladığı bir model hâline geldi. Bu modeli ütopik bir fikir olmaktan çıkarıp hayatımıza entegre eden markaların gerçek başarı hikâyelerine bir göz atalım:

Adidas- Geri Dönüştürülmüş Plastikten Ayakkabı

Adidas, okyanuslardan toplanan plastikleri Parley iş birliğiyle iplik hâline getirip spor ayakkabıya dönüştürüyor. Bu model hem plastik atıkları azaltıyor hem de tekstilde döngüsel tasarımın etkisini gösteriyor.

Philips- “Ürün Yerine Hizmet” Modeli

Philips, bazı hastanelere aydınlatma ekipmanlarını satmak yerine “ışık hizmeti” sağlıyor. Hastane ürüne değil, aldığı ışık performansına ödeme yapıyor. Ürünlerin bakımı, onarımı ve ömrünü tamamladığında geri alınması Philips’in sorumluluğunda. Böylece atık oluşmadan döngü tamamlanıyor.

Levi’s- Geri Dönüştürülmüş Pamuktan Denim

Levi’s, eski denimleri toplayarak yeni liflere dönüştürüyor ve “Water<Less” programıyla üretimde su tüketimini ciddi şekilde azaltıyor. Döngüsel materyal kullanımında sektörün öncülerinden biri.

Dünyaca ünlü markaların ilham verici döngüsel ekonomi örneklerini de gösteriyor ki, bu döngüsel ekonomi modeli artık bir gelecek ideali değil; bugünün somut bir gerçeği.

Endüstriyel Simbiyoz: Sanayide Atığın Kaynağa Dönüşmesi

Döngüsel ekonomi yalnızca ürün bazlı ya da bireysel tüketim odaklı uygulamalarla sınırlı değildir. Özellikle sanayi ölçeğinde hayata geçirilen “endüstriyel simbiyoz” modelleri, bu dönüşümün en etkili örnekleri arasında yer alır.

Endüstriyel simbiyoz yaklaşımında, bir işletmenin üretim sürecinde ortaya çıkan atıklar; başka bir işletme için hammadde, enerji ya da girdi hâline gelir. Böylece hem kaynak kullanımı optimize edilir hem de atık miktarı önemli ölçüde azaltılır.

Örneğin bazı organize sanayi bölgelerinde, bir tesisin açığa çıkan atık ısısı veya buharı, komşu bir fabrikanın enerji ihtiyacını karşılamak üzere kullanılabilir. Benzer şekilde metal, kimyasal ya da biyolojik yan ürünler farklı sektörlerde yeniden değerlendirilerek ekonomik değere dönüştürülür.

Ellen MacArthur Foundation tarafından da öne çıkarılan bu sistem, döngüsel ekonominin şirket bazlı çözümlerden çıkarak ekosistem temelli bir yapıya evrilmesini sağlar. Sanayi kuruluşları arasındaki iş birlikleri sayesinde döngüsellik, daha büyük ölçekte ve kalıcı biçimde hayata geçirilebilir.

AB ve Türkiye’de Döngüsel Ekonomi Eylem Planı: Geleceği Şekillendiren Adımlar

Avrupa Birliği, bu konuda uzun zamandır iddialı. 2015 yılında tanıtılan ve 2030 yılı için güncellenmiş hedeflerle tekrar sunulan “Döngüsel Ekonomi Eylem Planı”, tüm sektörlerin daha sürdürülebilir bir şekilde yapılanmasını hedefliyor. Yasa tasarıları, geri dönüşüm hedefleri, ambalaj düzenlemeleri, ürün tasarım standartları… Hepsi daha döngüsel bir gelecek için.

Bu kapsamda özellikle endüstriyel simbiyoz projeleri, sanayi dönüşümünün hızlandırılması ve kaynak verimliliğinin artırılması açısından kritik araçlar arasında yer alıyor.

Türkiye ise paralel şekilde kendi döngüsel ekonomi yol haritasını güçlendiriyor. Atık yönetimi, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum çalışmaları, sürdürülebilir üretim modellemeleri ve sektör bazlı eylem planları hızla ilerliyor. Şirketler dönüşüyor, fabrikalar daha akıllı sistemlere geçiyor, tüketici alışkanlıkları bile değişiyor.

Borusan olarak bizler de bu sürecin aktif bir parçasıyız. Endüstride sürdürülebilir sistemler kurarak, malzemelerin değerini koruyarak ve projelerimizde atığı kaynağa dönüştürmeye odaklanarak geleceğin ekonomisine bugünden katkı sağlıyoruz. Doğadaki döngüsel modellerden ilham alarak yeniden kullanmayı, yeniden üretmeyi ve yeniden düşünmeyi hem üretim hem de hizmet süreçlerimize entegre ediyoruz. 

Borusan Turuncu
YAZAR HAKKINDA

Borusan Turuncu

Borusan Turuncu, Borusan’ın editöryel dinamosudur. Borusan hikayelerinin küratörlüğünü yapar.