Gelecek: Taş Devri mi, Jetgiller mi?

418
Gelecek: Taş Devri mi, Jetgiller mi?

Yakın gelecekte, etrafımızda her şeyin birbiriyle konuştuğu, kendini yenileyen ve bizim için düşünen bir dünya bulacağız. Evimizden aracımıza, tarlamızdan ofisimize kadar her şey; yapay zekâ ve otomasyonun gücüyle optimize edilmiş sürdürülebilir bir döngü içinde işliyor olacak. İhtiyaçlarımız, kişiselleştirilmiş verilerimiz doğrultusunda karşılanırken kaynaklarımızın en verimli şekilde kullanılması için çaba sarf edilecek. Bu yeni düzende, sahiplik kavramının yerini kullanım hakkı alırken atıklar değerli ham maddelere dönüştürülerek döngüsel bir ekonomi inşa edilecek. Ancak bu dönüşümün beraberinde getirdiği etik ve sosyal sorulara da yanıt bulmamız gerekiyor. Bu yazıda, döngüsel ekonomi modelinin bu dönüşümdeki rolünü ve karşılaşabileceğimiz zorlukları inceleyeceğiz.

Şimdi hayal edelim, yakın gelecekte herhangi bir sabaha uyandınız ve nelerle karşılaşacağınızı düşünelim:

  • Artık hiçbir şeyin sahibi değiliz. İhtiyaçlarımızı sadece gerektiği süre kadar kiralıyoruz. Evimizden eşyalarımıza, araçlarımıza kadar her şeyi kullandığın kadar öde sistemiyle alıyoruz. 
  • Yapay zekâ, problemleri çözmek için tüm parametreleri topluyor ve birbiriyle ilgisi olmadığını zannettiğimiz tüm verileri bir araya getirip karar diyagramını ekranımıza yansıtıyor. Big data farkında olmadığımız ancak bizi etkileyen tüm koşulları analiz ederek vazgeçilmez bir araç olarak telefonlarımızda çalışıyor.
  • Kullanılan makineler ve araçlar kendi bakımını yapacak şekilde tasarlanmış. Eksilen yağ yedek hazneden tamamlanıyor, mikro sensörler her datayı topluyor, risk algılarsa orijinal çalışma parametrelerine geri dönüyor ya da duruyor.
  • Üretim tesisleri istediğiniz yere kolayca taşınabilir durumda, pazar neredeyse kaplumbağa tesisler orada. Üstü açılan ve koltuk dizaynı değişen stadyumlar gibi üretim tesisleri de siparişi en düşük maliyetle üretecek şekilde yerleşimini değiştirebiliyor.
  • Makineler; çalıştığı yükü ve saati hesaplıyor, yedek parça siparişini kendi veriyor. İstatistiği kullanarak kontrollü risk algoritması kurgulanmış durumda.
  • Makineleri programlayan yazılım uzmanlarımız ve öğrenen algoritmalarımız var.
  • Kendi küçük tarım alanlarımız var. Uzaktan kontrol edilebilen sulama ve ilaçlama sistemleri ile ihtiyacımızı karşılayan yiyecekleri kendimiz yetiştiriyoruz. Yiyeceklerin üretim sertifikalarında ne kadar su ve ilaç kullanıldığı yazıyor.
  • Yapay zekâ işletmelerde katma değersiz işleri belirliyor ve gereksiz gördüğü rotaları otomatik çıkartıyor. Kurallar sabit değil, doğru bilinen yanlışlar kontrol altında.
  • Karbonsuz ulaşım araçları, fosil yakıtlıların yerini almış. Yüksek hızlı ulaşım sistemli Hyperloop gibi araçlar günlük hayatımızda yaygınlaşmış. Şehir içinde otonom araç harici trafik yasaklanmış.
  • Banka şubeleri ve nakit para artık yok. Tüm işlemler dijitalleşmiş durumda.
  • Duşta kullandığımız su arıtılıyor ve bahçe sulaması veya araç yıkama gibi işlemler için depolanıyor.
  • Evde kullandığımız sağlık test cihazları ve giyilebilir teknolojiler sonuçları doğrudan doktorumuza iletiliyor. Bu verilere göre yaşam tarzımız şekilleniyor. Kan değerlerimize göre öğünlerimiz dış hizmetlerden sipariş ediliyor ve tam zamanında ofise ya da evimize ulaşıyor.
  • Tüm atıklar 3D yazıcı ham maddesine dönüştürülüyor. İstediğimiz ürünün tasarımını satın alıyoruz ve evdeki 3D yazıcıda üretiyoruz.
  • Otonom araçlar, trafik ışığına takılmadan bizi tam zamanında gideceğimiz yere ulaştırıyor ve tekrar almak üzere park pozisyonuna geçiyor.
  • Kişisel karbon ayak izimiz izleniyor. Belirli bir sınırı aşınca otomatik vergilendiriliyoruz. Uçuşlar, araç kullanımı ve plastik tüketimimiz kimlik numaramıza işleniyor. Örneğin, alışveriş miktarınız ve aldığınız ürünlerdeki atık oluşturabilecek her şey karnenize yazılıyor. Kredibilite notumuz, gelirimiz ve sürdürülebilirlik puanımızla orantılı hale gelmiş durumda.
  • İşletmeler ve bireyler için su ve atık kotaları var. Geri dönüşüm yapmazsak günlük sınırı aşan tüketimimiz vergiye tabi tutuluyor.

Geleceği hayal edebilmek kolay olsa da yüksek tutarlılıkta öngörebilmek oldukça zor. Ancak bugün olmayacağını düşündüğümüz birçok gelişmenin “Döngüsel İş Modeli” olarak karşımıza çıkacağı çok açık. Daha az kaynak kullanan, tekrar kullanımı destekleyen, materyallerin ömrünü artıran modeller ile hayatımıza girecek.

Gerçekler ve zorluklar

Döngüsel ekonomi teoride sürdürülebilir bir geleceğe geçiş için büyük umutlar barındırsa da pratikte karşılaşılan zorluklar ve yetersiz ilerleme, bu dönüşümün istenen seviyeye ulaşma hızını engelliyor. Teknolojik gelişmeler ve kaynak kısıtları aslında yeni iş modellerini geliştirmek için motivasyon oluştursa da kaynakların tasarruflu kullanılmasında henüz yeterli bilinç oluşmamış durumda. Bu duruma müdahaleyi, geliştirilen teknolojiler yapacak ve biz de buna ayak uyduracağız.

Son beş yılda, döngüsel ekonomi üzerine yazılan makale ve yapılan konuşmaların sayısında üç kat artış yaşandı. Ancak artan ilgiye rağmen mevcut ekonomik sistem hâlâ ağırlıklı olarak birincil malzemelere dayanıyor. İkincil malzeme kullanım oranı 2018’de %9,1 iken 2023’te %7,2’ye gerileyerek umut verici beklentilerin gerisinde kaldı. Bu düşüş, geri dönüşüm ve yeniden kullanım gibi döngüsel ekonominin temel taşlarının istenen ölçüde işlemediğine işaret ediyor.

Dünyanın kaynak tüketimindeki artış ise kaygı verici boyutlarda. Son altı yılda küresel ölçekte yarım trilyon ton malzeme tüketildi ve bu miktar, 20. yüzyıldaki toplam tüketimle neredeyse aynı seviyeye ulaştı. Her ne kadar döngüsel ekonomi bir “mega trend” olarak tanımlansa da sahada somut değişimlerin gözlemlenmemesi hedeflerin yalnızca söylemde kaldığını ortaya koyuyor. İlgili sektörlerin ve hükümetlerin sürdürülebilirlik adına güçlü vaatlerde bulunup gerçekte adım atmamaları, bir nevi göz boyama olan ve daha çok “yeşil aklama” olarak adlandırılan “green washing” riskini beraberinde getiriyor.

Bu durum, çevreyi korumak ve emisyonları azaltmak gibi küresel hedeflere ulaşma çabasını tehlikeye atıyor. Döngüsel ekonomi yalnızca teoride bir vizyon olmaktan çıkarak sahada ölçülebilir ve kalıcı etkiler yaratmadığı sürece sosyal ve çevresel hedeflerin gerçekleşmesi zorlaşacaktır.

Bu nedenle, döngüsel ekonomiye geçişi sağlamak için acil ve cesur adımlar atmak gerekiyor. Hükümetlerin; şirketlerin ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışarak uyumlu politikalar geliştirmesi, ikincil malzemelerin kullanımını artıracak teşvikler sunması kritik önemde. Ancak bu şekilde, döngüsel ekonomi gerçek bir dönüşüm yaratabilir ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında kalıcı bir etki bırakabilir.

Sonuç olarak döngüsel ekonomi üzerine artan tartışmalar, farkındalığın yayılmasında önemli bir rol oynasa da uygulamalarda aynı ivme yakalanamamıştır. Sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak ve ekonomik modeli dönüştürmek için zamanında harekete geçmek artık ertelenemez bir gereklilik haline gelmiştir.

Döngüsel İş Modellerinin piyasadaki yerine bakalım: bir Döngüsel Ekonomi uygulaması olan Paylaşım ekonomisi pazar büyüklüğünün 2022’de 387.074 milyon dolar değerinde olduğu ve 2032’de 827.098 milyon dolara ulaşacağı ve 2023’ten 2032’ye kadar %7,7’lik bir bileşik büyüme oranı ile büyüyeceği tahmin ediliyor.

Not olarak ekleyelim, paylaşım ekonomisini en çok Z kuşağı kullanıyor. En az ise daha yaygın ismiyle “Baby Boomers” olarak bilinen 1946-1964 doğumluları kapsayan Patlama Kuşağı faydalanıyor. Genel olarak araç ve konaklama paylaşımları şu anda en çok faydalanılan paylaşım uygulamaları.

Bu verileri dikkate alarak gelecekte nasıl bir ilerleme olacağını 4 tahmin üzerinden incelenmiş. 

Senaryo 1: Döngüsel ekonomiye küresel geçiş, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi destekler.

Senaryo 2: Dünya genelinde eşitsiz ilerleme olur.

Senaryo 3: Yeşil yıkama, tamamen işlevsel bir döngüsel ekonomi elde etmenin önünde önemli bir engel olmaya devam eder

Senaryo 4: Geleneksel doğrusal ekonomi küresel olarak hakim olmaya devam eder ve kaynaklar hızla tükenir.

Bu senaryoların hangisinin gerçekleşeceği tamamen bize yani bilinçli insanların yaratacağı etkiye bağlı. Bir tahmin yapacak olursak bölgesel ve kitlesel olarak tüm senaryolar bir arada gelişecek görünüyor. Kaynak yoksunluğu çekene kadar konfor alanlarımızda kalma güdüsü bizi biraz zorlayacak gibi. Öyle ya pandeminin getirdiği yoksunlukla başa çıktık ancak konfor alanlarımıza geri dönmemiz çok uzun sürmedi.

Sonuç:

Coğrafya kader mi yoksa bilinçli insan gruplarının küçük adımları büyük değişimleri başlatacak mı?

  • Döngüsel ekonomi dünyada daha çok konuşulmaya başladı. Bilinç arttı ancak döngüselliğe başka bir anlamda geri dönüşüme katılan malzeme miktarında düşüş var. 
  • Teknolojik gelişmeler daha az kaynak kullanımını destekleyecek yönde ilerliyor. 
  • Varlık paylaşımı, paylaşım ekonomisi, takas, kiralama, yeniden üretim pazarı büyüyor. Bu pazarda yer almak ya da iş modellerini buna göre geliştirmek gerekiyor. 
  • Gelişmekte olan ülkeler güçlü ekonomilere nazaran daha yavaş bir ilerleme kaydedecek. Olası senaryolardan dolayı dünya genelinde eşitsiz büyüme ve yeşil aklama (green washing) dikkat çekiyor.
  • Döngüsel ekonomi; karbonsuzlaşma, yeni pazarlar, iş modelleri, teknoloji ve yapay zekâ alanlarında etkili ve bu alanlardan etkilenen bir yapıdır. Döngüsel ekonomi, şirketlerin finansal sürdürülebilirlik ve hayatta kalma çalışmalarında direkt ve yardımcı bir kurgu olarak stratejilerde bulunmaya devam edecek.
  • Son zamanlarda dikkatimi çeken ve paylaşmak istediğim bir konu var. Yeşil oyunlaştırma (green gamification). Şirketlerin ve kurumların sürdürülebilirlik etki alanlarını genişletmek ve çalışmaları daha eğlenceli-yaygınlaştırılabilir hale getirmek için oluşturulan platformlara denir. Bunlardan birisi https://www.givingforce.com/blog/5-businesses-using-green-gamification-to-save-the-world sayfasında yer alıyor. Daha fazla uygulamayı incelemek için ilgili sayfayı incelemenizi öneririm.

Kaynak:

https://www.circularity-gap.world/

https://www.alliedmarketresearch.com/sharing-economy-market-A230672#:~:text=The%20global%20sharing%20economy%20market,7.7%25%20from%202023%20to%202032

https://www.givingforce.com/blog/5-businesses-using-green-gamification-to-save-the-world

Akın Eren
YAZAR HAKKINDA

Akın Eren

Döngüsel Ekonomi Tematik Grup Lideri
Gemlik Spiral Boru Fabrika Direktörü