Gönüllüler, dünyanın dört bir yanında insanların yardıma muhtaç olduğu her yerde karşımıza çıkıyor. Deprem, sel gibi felaketlerden savaşlara, çevre için yapılan aktivitelerden çocukların geleceği için atılan adımlara kadar her yerde gönüllülerin fark yarattığını görüyoruz.
Hiçbir menfaat beklenmeden yapılan bu tür gönüllü aktiviteler, hep birlikte ve örgütlü gerçekleştirildiği zaman insanların gücünü ve neleri değiştirebileceğini gösteriyor.
Ülkemizde kurumsal büyük şirketler sosyal sorumluluk projelerine cirolarının bir bölümünü aktarıyorlar. Ancak sorumluluklar sadece kurumların değil; aynı zamanda toplumu oluşturan bireylerindir. Çünkü toplum her bireyin gelişmesine katkı sunmuş ve bireyleri bir nevi diğer insanlara karşı borçlandırmıştır. Evet hepimizin topluma borcu vardır. Sahip olduğumuz güç, bilgi ve deneyimlerimizi, yeri geldiğinde de imkânlarımızı başkalarının iyiliği için kullanmak, bir kimsenin ya da kesimin sıkıntısını gidermek, karşılaşılan güçlüklere yardımcı olmak, yükümlülükleri paylaşmak ve bu bilinci yaymak da borcumuzdur.
Sorumluluklar sadece kurumların değil; aynı zamanda toplumu oluşturan bireylerindir.
Biliyoruz ki iyi değerler, sahip olunan imkânlar, paylaştıkça çoğalacaktır ve gönüllülük, tüm erdemli insanların bunu kendine görev edinen, girişimde bulunma cesaretini ve olgunluğunu gösteren, vericiliği seçen güzel yürekli insanların ortaya koyabileceği bir davranış biçimidir.
Gönüllülük çalışmaları maddi destek olmak zorunda değildir. Gün gelir eğitim gönüllülerine eğitmen olarak katılırsınız, gün olur otistik çocuklar ile bir gün geçirerek onlara farklı bir gönül penceresinden bakar, ailelerinin bir gün bile olsa kendilerine zaman ayırmalarını sağlarsınız.
Gönüllülük çalışmalarının maddi destek içermesi gerekmiyor.
Sadece insana değil, çevre ve hayatı paylaştığımız hayvanlara karşı da sorumluluklarımız var. Maalesef elindeki çöpü çöp tenekesine atan birisi kendisini çevreci olarak görebiliyor, insan olmanın, başkalarına saygı duymanın, aynı ortamı paylaşmanın sorumluluğunu çevre gönüllüsü olarak adlandırmak ne kadar doğru? Sokakta yaşayan hayvanların insanların verdiği tahribat sonucunda beton yığınına dönen şehirlerimizde yaz aylarında içecek su, kış aylarında yiyecek bulmaları ne kadar kolay? Onları sadece yanımızda gezdirdiğimiz zaman değil, sevip okşadığımız zaman değil, ihtiyaçları olduklarında yanlarında olmalıyız.
Eşlerinden ve babalarından şiddet gören kadınlarımıza, kızlarımıza karşı sorumluluklarımız yok mu? Bu eşleri ve babaları kim bilinçlendirecek ve onları eğitecek?
Bahar temizliği yaparken şunları da atsam mı acaba, gardırobumda yer açılsa dediğimiz ve artık giymediğimiz kıyafetlerimize ömrü boyunca ulaşamayacak insanların varlığını da unutmayalım.
Büyük kitlelere ulaşan engelsiz yaşam için mavi kapakları toplamayan kaldı mı? Artık her köşe başında mavi kapak kutusu görmek mümkün. Çok küçük yaşta çocuklarımıza bunu öğrettik. Artık tüm belediyeler atıkları ayrıştırılmış olarak topluyor, biz de çöplerimizi teslim ederken ayrıştırabilsek…
Birbirine sımsıkı sarılmış bir milyon Lösev ailesinin Ankara’da yeni inşa ettiği Lösev hastanesine bir tuğla da biz koymayalım mı?
Meslek lisesinin memleket meselesi olduğunu söyleyen Koç Topluluğu’na bu mesele sadece sizin meseleniz denebilir mi? Neden meslek lisesinde okuyan öğrencilerin hayatlarını kolaylaştırmak, onları erdemli ve sorumluluk sahibi insanlar yapmak için koçluk yapmayalım?
Görme engellilerin, bedensel engellilerin karşılaştıkları engelleri birlikte kaldırmayalım mı?
Huzurevlerinde sadece bayram günleri ziyaret ettiğimiz yaşlılarımızın hayatları bu kadar mı? Onlar ne yazık ki yılın her günü yalnızlar.
Her geçen gün yeşil alanlarımızı, ormanlarımızı kaybediyoruz. Bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir çevre borcumuz var. Biz bizden önceki neslimizden bunu böyle aldık; daha ileriye taşımak bizim borcumuz.
Bireysel sorumluluklarının farkında olan birisinin yapabileceği o kadar çok şey var ki… Yeter ki zaman ayırabilelim.
Daha Borusan’ın gönüllük platformu olan Okyanus’umuza atmamız gereken o kadar çok deniz yıldızı var ki…
Haydi bugün başlayalım. Belki bugün yarındır.
Sevgiyle, insanlara ve çevreye dost kalın.