Her Büyük Değişim Küçücük Bir Adımla Başlar

265
5 Haziran Çevre Günü

Sitenin bahçesinden gelen seslerle uyanıyorum. Temmuz geceleri, çocukluğumdaki kadar kavurucu olmasa da hâlâ sıcak. Klimayı kullanmayı reddediyorum; elektrik kotamı bitiriyor. İki yıl önce aşınca aldığım ceza hâlâ aklımda. Sabaha karşı ancak uykuya dalabilmiştim. Horozların sesi dikkatimi çekiyor, homurdanıyorum. Sahi, onca ağaca rağmen on altıncı kata kadar nasıl ulaşıyor bu gürültü? Ama kahvaltı için gelecek taze yumurtaları düşündüğümde, kızgınlığım geçiyor.

Güneş doğmak üzere. Camı açıyorum. Kuş sesleri horozlarınkini bastırıyor. Horozlara boşuna çatmışım. Ağaçlar sekizinci kata kadar uzamış, zemin gözükmüyor. Camın önündeki saksıdan burnuma nanenin serin kokusu geliyor. Ferahlıyorum. Arılar için çoktan sabah olmuş. Biberiyenin üzerinde çalışmaya başlamışlar. İlginç, soyları yüzyıl önce neredeyse tükeniyormuş. Saksının dibindeki toprağa dokunuyorum. Yeterince nemli. Otomatik sulama işini iyi yapıyor, zaten yeni sayılır, en fazla kırk yıllık. Böcekleri koruma yasası çıkınca kurmuş dedem bu sistemi. Geçtiğimiz gün komşununki bozulunca su kotasını epey zorladı, belki ay sonu ceza yer. Dikkatli tüketmek lazım tabi. Eskiden öyle miymiş? Hesapsızca tüketim, neredeyse sonumuzu getiriyormuş.

Bugün önemli bir gün. Çevreye dönüş günü. Hem de yüzüncü yılını kutluyoruz. Kelebek etkisiyle nasıl kurtulduğumuzu hatırlayacağız. Bunu bahane edip ben de bu sabah spora başlıyorum. Son zamanlarda biraz kilo aldım. Pantolonum kemerden sıkmaya başladı bile. Halbuki daha ancak sekiz yıllık. Keşke evdeki bisikleti biraz kullansaydım. Hem elektrik kotamı artırır hem de spor yapmış olurdum. Düzenli kullanımı taahhüt etmiştim, kullanmayınca geri vermek zorunda kaldım.

Elimi yüzümü yıkıyor, dişlerimi fırçalıyorum. Güneş ancak doğuyor. Güneş ocağını kullanmak için biraz yükselmesi lazım. Mecbur sporu aç karnıma yapacağım. Elektrik kotamı ay sonuna saklamak istiyorum. Zaten yemekler de gelmemiş. Aklıma geçtiğimiz gün yaptığım müze gezisi geldi. Orada yanıcı gazla çalışan ocak görmüştüm. Düşünüyorum da evin içinde ateş olması çok ilginç. Bir yandan da istediğim zaman yemeğimi pişirmek isterdim.

Lensimi takıyorum. Uyku verim biraz sapmış, öğlen şekerleme yapmam gerekecek. Kan değerlerim yaşıma göre normal. Sabah yüzümü yıkarken suyu biraz fazla kullanmışım, su bütçemi aşmışım. Keşke lensimi uyanır uyanmaz taksaydım. Bugün suya dikkat etmem lazım. Spordan sonra duşu kısa tutacağım. Elektrik bütçem tam planladığım gibi gidiyor.

Giyinip merdivenlere yöneliyorum. Elektrik harcamasam daha iyi olacak. Bahçeye inince hafif tempo koşuya başlıyorum. Keşke bisikleti vermeseydim. Güneş yükselmiş, sık yaprakların arasından sızıyor. Gökdelenlerin arasında yüz yıllık ağaçlar ve orman. Bu yürüyüş yolunu pek tercih etmem normalde ama malum bugün değişiklik günü. Burada çok fazla kuş oluyor, irkilip harekete geçtiklerinde başlıyor yürüyüşçülerin üzerine bombardıman. Sabah erken olduğundan kalabalık değil. Gün içi binlerce kişi geçecek buradan.

Hava kalitesi değeri lensimde beliriyor. Yıl başından beri tüm kirleticilerde sınır değerin altında kaldık, rekora yakınız. Uluslararası yaşanabilir şehir yarışmasındaki en önemli kriterlerden biri bu. Şehrimiz ilk üçe aday oldu. Tempomu biraz hızlandırıyorum. Atık getirme merkezindeki kompostun kokusu geliyor. Bunu yan mahalleye yapsalar daha mı iyi olurdu acaba? Unutmadan yarın çiçekler için biraz gübre almam gerekecek. Eve gidince kapları ayarlayayım.

Uzun zamandır koşmadığım için nefes nefese kalıyorum. Tempomu düşürüyorum. Susadığımı hissetmedim ama lensimde susuz kaldığımı belirten uyarı yanıyor. Hay aksi, yanıma su almayı unutmuşum. İlerideki su arıtma istasyonu ilişiyor gözüme. Mecburen avucumdan destek alarak içiyorum suyu. Kalan su kotam biraz daha düşüyor, fakat susuzluk uyarısı kayboluyor. Birkaç damla yere düşünce, canım sıkılıyor. Su kullanımını bu kadar kısıtlı tutmasalar daha iyi olurdu diye iç geçiriyorum. Biraz daha olsaydı keşke. Yeni suyun tadına da pek alışamadım zaten. Tadı daha yeni halk oylamasıyla değiştirildiğinden dört yılda elbet alışırım diye düşünüyorum.

Koşumu tamamlayıp sitelerin arasındaki toprak yoldan eve dönüyorum. Yorulsam da merdivenlerden çıkıyorum. Elektrik kotamı ay sonuna saklamam gerek. Site görevlisi hasadı yapmış, yumurta ve mevsim yeşilliklerini kapının önünde buluyorum. Kirli kıyafetlerimi temizlenmeleri için askıya asıyorum. İki saate güneş onları tertemiz yapacak. Kendini güneş ışığıyla temizleyen kumaş çıktığından beri çok kolaylık oldu. Son çamaşır makinası da müzede sergileniyordu. Daha önce planladığım gibi duşumu da bir litre suyla sınırlı tutuyorum.

Acıktığımı hissediyorum. Güneş de yeterince yükseldi. Güneş ocağını açıyorum, yumurtaları sahana kırıyorum. Yarım saate pişer diye umuyorum. Pişirme süresi uzun ama neyse ki elektrik kotamdan düşmüyor. Hasadı yeni yapılan domates ve biberleri kesiyorum. Saplarını mahallenin inekleri için ayırıyorum. Yarım saate mahalle görevlileri tüm organikleri inekler için toplayacaklar. Yeni gelen ineklerin sütüyle peynirimiz çok iyi oldu. Keserken bir lokma alıyorum, gerçekten iyi.

Kahvaltıma başlarken haberler lensime yansıyor. Günün anlamına uygun, tarihi anlar paylaşılıyor. Buzulların erimesinin duruşu, nesli tükenme tehlikesinden çıkan son hayvan, tarım ilacı kullanımının sonlandırılması gibi birçok tarihi ana beni tanıklık ettiriyor lensim. Bugünkü tüketim tercihlerimi düşünüp, mutlu oluyorum.

Sonra da o kahraman anılıyor. Bize bugünü hediye eden, attığı küçücük bir adımla kelebek etkisi yaratan… Hem de hiç umut olmadığını düşündüğü bir anda. Yüzyıl önce konforunu değil bizi düşünerek umutla küçücük bir adım atan… Neden onu tercih etti, merak ediyorum. Kim bilir, belki sadece daha iyi bir gelecek umut eden bir yazı ilham vermiştir kendisine.

O gün, konforundan vazgeçip, o küçük adımı atmasaydın bu temiz havaya, bu yiyeceklere, bu suya sahip olmayacak, her şeyin sırayla yok oluşunu izliyor olacaktım. O küçük adımın, bir kelebek etkisi yarattı. Şimdi attığın adımı hatırlıyor ve bu dünyada bıraktığın iz için minnet duyuyorum. Benim tercihlerime ilham veriyorsun. Çünkü biliyorum ki, her büyük değişim, attığın küçücük bir adım ile başlıyor. Teşekkür ediyorum, sana.

Tamer Çankaya
YAZAR HAKKINDA

Tamer Çankaya

Borçelik’te Çevre ve Yardımcı Tesisler Birim Yöneticisi.

Oğlu Toprak’ın daha yeşil bir gelecekte yaşaması için merak eder, deney tasarlar ve gözlemler.

Öykü yazmayı ve spor yapmayı sever.