Günümüz iş dünyasının belki de en popüler kelimesidir inovasyon. Küçük büyük demeden neredeyse tüm şirketlerin ya bir inovasyon ve ArGe departmanı var ya da iş yapış şekillerini inovatif diye adlandırdıkları yöntemlerle değiştirmenin peşindeler. Toplantılarda, seminerlerde veya son günlerin trendi webinarlarda en fazla kullanılan kelimelerden biri. Bunun altında son yıllarda teknolojinin etkisi ile sürekli değişen dünya trendleri ve artık daha fazla katma değer yaratamayan klasik iş modelleri gibi iki farklı neden yattığını düşünüyorum.
İnsanların ihtiyaçları her gün bir öncekine göre farklılaşıyor. 10 yıl öncesine kadar cep telefonu ihtiyacımız varken, şu an cebimizde internete ihtiyacımız var. İngiltere merkezli mobil operatör O2’nin yaptığı bir araştırmaya göre akıllı telefon sahipleri telefonlarıyla her gün ortalama 2 saatten fazla ilgileniyor. Ortalama 128 dakikanın 25 dakikasını internette gezinmeye, 17 dakikasını sosyal ağlara, 13 dakikasını oyun oynamaya, 16 dakikasını müzik dinlemeye ayırıyorlar. Telefonda konuşma süresi (arama yapma) ise 12 dakikada kalıyor. Yani telefonun asıl amacı artık konuşarak iletişim kurmak değil.
10 yıl öncesine kadar cep telefonu ihtiyacımız varken, şu an cebimizde internete ihtiyacımız var.
Kişisel tercihlerimiz bu kadar hızlı değişirken, birçok sektörde yapılan işler, üretilen ürünler ise artık daha fazla değişemiyor, katma değer yaratamıyor. Hemen hemen her sektörde aynı kaliteyi sağlayabilen lokal ve global birçok alternatif bulunabiliyor. Bu da doğal olarak rekabeti arttırırken firmaların kârlılıklarını düşürüyor. Bu iki sebebin kesişmesi sonucu ortalamanın üzerine çıkmak isteyen şirket ve bireyler kendilerini inovasyon kasırgasının içerisine sokuyorlar. Her yıl 100 milyon start-up’ın batıp, yerine 100 milyon yeni start-up kurulduğunu düşündüğünüzde bahsettiğim inovasyon kasırgasının ne kadar büyük olduğunu görebilirsiniz.
Bir Çin atasözü der ki “Değişim rüzgârı esince aptallar duvar örer, akıllılar yel değirmeni yapar”. Aslında değişimin çok zor olduğunu düşünmüyorum. İnsanları değişime koşulsuz inandıracak kadar heyecan yaratan fikir üretmek çok zordur. Ne kadar büyük inovasyon ekipleri kurarsanız kurun, ekibin ve/veya şirketinizin dışında kalan fikirleri yakalama şansını bulamazsınız. Bu sebeple son yıllarda farklı sektörlerden P&G, Vallourec, ING, Toyota gibi global oyuncular kendi açık inovasyon (open innovation) platformları sayesinde şirket dışından gelebilecek fikirleri de toplayabilen bir inovasyon yönetimi yolunu şeçtiler. Bu durum, firmaların yeni fikirler ve yatırım fırsatları bulma ihtimalini kuvvetlendirmenin yanında, fikir sahipleri için de ilerleme imkânı yaratıyor.
Bir Çin atasözü şöyle der: Değişim rüzgârı esince aptallar duvar örer, akıllılar yel değirmeni yapar.
CoIN: Kolektif İnovasyon Platformu
Bu motivasyon kaynağı ile biz de Borusan Mannesmann olarak bir kolektif inovasyon platformu kurduk. Bu hamledeki amacımız, farklı bakış ve fikirlere ihtiyacımız olan odak alanlarını dışarıya açmak ve hiç aklımızda olmayan potansiyel fikirleri toplayabilmek. Projeyi ele aldığımız ilk günden beri hep çelik boru özelinde belirlediğimiz odak alanlar üzerinde çalıştık: Yeni boru tipleri, boruya adapte edilebilecek ekipmanlar, farklı kaplamalar veya inovatif ileri işlem yöntemleri bulmayı hedefledik. Fakat proje ilerledikçe, her türlü yeni iş fikri veya iş modeline açık olmak ve kendimizi sınırlamamak gerektiğine karar verdik. Bu bakış açısıyla platforma odak alanları dışında, bağımsız fikir paylaşımı yapılabilecek bir modül ekledik.
Proje ilerledikçe, her türlü yeni iş fikri veya iş modeline açık olmamız gerektiğine karar verdik
Herhangi bir şirket, kendini mucit olarak nitelendiren bir birey, üniversite öğrencisi, akademisyen veya start-up’lar bizim potansiyel partnerimiz olabilir. Platformda yer alan odak alanlarımız ile ilgili fikri olan bir kişi, sitede yer alan formu doldurarak başvuru yapabilir veya isterse ilgilendiği odak alanı ile ilgili daha detaylı bilgi alabilir. CoIN bir yarışma veya kıyaslama platformu değildir. Her fikir değerlendirilir, sınıflandırılır ve fayda yaratabilecek fikirler üzerinde birlikte çalışmaya başlanır. Platform üzerinde odak noktalarımız ile ilgili bizim ne yapmak istediğimiz açık şekilde tariflenmemiştir. Başvuru sahibinin talep etmesi durumunda gizlilik anlaşması imzası ile paylaşılır.
Daha yarışma tarzında olan, bilginin tamamen paylaşıldığı açık inovasyon platformu modeli yerine, başvurana özel detaylı bilgi ve hedef paylaştığımız bir platform modelini seçmemizin nedeni de budur aslında. Başvuru yapan firmanın bilgilerini aldıktan sonra tam anlamıyla ihtiyacımızı anlatıyoruz. Böylelikle her tekrarda gelen farklı soruların bizi farklı düşündüreceğine inanıyoruz. Aynı zamanda tam adreslenmiş çalışma alanımızın da gizliliğini korumaya çalışıyoruz.
Tüm taraflar için kolektif inovasyonun tam karşılığı olan bir çalışma modeli hedefledik. Böylece her başvuran kişi veya kurumun bu ağdan alabileceği fayda farklı olabiliyor. Beklentileri, proje başında nasıl bir iş modeli ile ilerleyeceğimiz konusunda karşılıklı anlaşarak yönetmeyi planlıyoruz. Fikrin veya çözümün katma değerine göre patent alımı, ortaklık ve benzeri yöntemler de gündeme gelebilir. CoIN çalışma prensiplerini websitemizde detaylı olarak anlatıyoruz.
Platformun bir kısmını da üniversite öğrencilerine ayırdık. Farklı fikirler dışında, özellikle yeni boru tipleri ile ilgili fırsatları araştıran ve bize bildiren üniversite öğrencilerine, yarattıkları potansiyel doğrultusunda yüksek öğrenim bursu, dizüstü bilgisayar, yurt dışı tesislerimizde staj, yurt dışında fuar ve kongre katılımı gibi çeşitli fırsatlar sunuyoruz.
Küçük ekiplerden büyük kazançlar çıkarılabileceğinin en önemli ispatlarından olan inovasyon platformlarına başarılı bir örneğin gelecekte coin.borusanmannesmann.com olarak gösterilmesi dileği ile…