Dünyada bir görevin, görevlerin olduğunu düşündün mü hiç? Ya da bunların ne olduğunu? Esasen ne yaparak, farkında olarak ya da olmadan, var oluşunu hayatla buluşturduğunu? Her gün yaptıklarınla ya da yapmadıklarınla birilerinin düşüncelerini, duruşunu, bakışını, ruhunu, hayatını değiştirdiğinin farkında mısın?
Her birimizin farklı olmasının bir sebebi olmalı ve de her bir özelliğimizin. Söylediğin şarkıyı aynı duyguyla ve tınıyla söyleyebilecek olan, seninle aynı tariften yola çıksa bile o keki seninle aynı tatta yapabilecek olan, ettiğin sohbetteki belki de sıradan tek bir cümlenin yanındakine bu kadar dokunmasına vesile olabilecek olan, baktığında senin gördüğünü görebilecek olan başka birisi yok ve olmayacak.
Yanlış anlama, derdim “Aman da her birimiz biriciğiz!” muhabbeti yapmak değil. Dünyada bir etkin olduğunu ve bunu hep hatırlamanı sağlamak. Yaptıklarını ve yapabileceklerinin aynısını yapabilecek birisi olmadığını düşünsene bir…
Sabahattin Ali’nin dediği gibi, “Dünyaya sadece yemek, içmek ve koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazsın.” Bu cümleyi ilk okuduğumda uzun zamandır kurcaladığım “Dünyaya neden geldik? tarzı sorgulamalar bir kez daha parladı zihnimde. Beni, seni, onu farklı kılan neydi?
Farkını, fark ettin mi sen ya da belki de görevini? İyi yaptığın şeyi bulup onu daha çok tekrarlamakla başlayabilirsin mesela. Ya da bir şey yaparken aniden kendi kendine gülümsediğin oldu mu hiç? Ona odaklanmaya ne dersin?
Hadi hepsini geçelim, illa da çok enteresan bir şey yapması, çok ulvi bir amaca hizmet etmesi gerekmiyor hepimizin. Ya da parmakla gösterilecek kadar büyük bir başarı sağlaması. Dünyayı güzel yapan; her birimizi biz yapan şeyin farklı boyutlarda ve renklerde olması. Bazen neşeli ruh halinin, cıvıl cıvıl gülümseyişinin, kalabalığın veya kaosun ortasındaki sakinliğinin, herkesin güldüğü şeye ağlamanın, çizdiğin resimdeki duygunun fark yarattığını biliyor musun? En içinde seni farklı kılan bir şeyler var ve onu ortaya çıkarmadığın her gün aslında çürüyorsun.
Yorularak yaşlananlar içindeki bu sihirli gücü fark edip kullanmayı beceremeyenler aslında. Kendini hayatın içinde sıradan kılanlar, farkını idrak edemeyenler ve içindeki kendisini ortaya çıkaramayanlar. Varoluşunu “var” kılan şeyin ne olduğunu bir düşün, seni farklı yapan ve dünyaya katman gereken şeyi… Belki o zaman geçen zaman seni yıpratmaz da, sen onu taze kılarsın…