Koşmaya Nasıl Aşık Oldum?

1869

Takvimler 2018 yılının yaz aylarına adım atmak üzere olduğumuzu gösteriyordu. Yaz gelmek üzere olduğundan mağazalar dolaşılmalı ve yeni tişörtler, şortlar alınmalıydı. Geçen seneden giyebileceğim hiçbir şey yok muydu diye soruyordum kendi kendime. Cevabı tabi ki vardı ama artık bir önceki sene giydiğim bu sene bana ufak geliyordu. Bir şeyler ters gidiyordu hayatımda. İşte o ana kadar yüzleşmekten kaçtığım kilolarımın artık farkındaydım.

YÜZLEŞME ANI

Aldığım şortun üzerime olmadığını ve bir üst bedene geçmem gerektiğini aynada gördüğüm manzara ile kavradığım an birinci kırılma noktasını yaşadım. Çok saçma ama bu ben miyim dedim kendi kendime. Kızdım, öfkelendim ve sinir oldum. Daha önce canım annem diyordu “kilo almışsın yine, bak göbeğin önden gidiyor, dikkat et.” Ama anne yüreği işte, biraz sonra bunu da yersin, bak bu tatlı çok güzel, bundan da tatmalısın… Anne kendi yemeden önce evladına yedirmek istiyor. Değişim zamanı gelmiş artık farklı bir bakış açım olmuştu. Aynaya baktığında gerçekle yüzleşmez isen başlayamazsın dedim. Tam o zamanda bir e-posta geldi.

Bu ben miyim dedim kendi kendime. Kızdım ve öfkelendim.

Borusan Atletizm Kulübü kurulmuş ve Pazar günü Belgrat ormanına koşuya davet ediyordu. Kafamda deli sorular vardı? Koşabilir miyim? Nefesim yeter mi? Sabah nasıl kalkarım? Kimseyi tanımıyorum gibi deli sorular…Geçmişte spor deneyimim vardı ama uzun bir süre ara vermişim. Bununla beraber kararlıydım, “bu işin üstesinden gelebilirsin” dedim kendi kendime. O Pazar erkenden kalktım, buluşma noktasında Borusan ailesinin üyeleri, Kaptanımız Yasemin Hanım, Atletizm antrenörü Özkan hocam ile tanıştım. Ufaktan başladım koşmaya. Daha dün gibi birinci kilometrede ben bitmiştim, artık ne gidecek derman ne de bedenim vardı. Ama tamamlanması gereken 5 km daha varmış ki az koşar gibi yaptım ve yürüdüm o kalan yolu. Özkan Hocam bende bir şey gördüğünü ve benim bu parkuru bir gün hiç durmadan koşabileceğimi söyledi. “Ben inanıyorum, senin yanındayım, sen de inan Serkan” dedi. “Ok hocam senleyim” dedim. Bu ikinci dönüm noktası oldu benim için.

AŞKA DÜŞME

Evet, artık ben de Borusan Atletizm Kulübü’nün bir üyesi olmuştum, her hafta aralıksız buluşma noktasına gidiyordum. Sevmek; sevdiğin şeylere zaman ayırmaktan geçer, boşlukları doldurmaktan değil. Bir önceki gün kaçta yattığımın, uykusuz kaldığımın, yorgun olduğumun bir önemi yoktu artık. O gün oraya gidilecek ve o antrenman yapılacaktı benim için. Günler geçtikçe ben ve çevrem bendeki değişimi görüyor ve bana bunu söylediklerinde daha bir moralli ve hırslı oluyordum. Artık yağmur yağdığı, soğuk olduğu sabah bile koşu iptal olmasın, ben yağmurda da koşarım diyordum. Koşmak artık bir aşk olmuştu benim için.

Artık koşarken içime huzur doluyor, mutluluk hormonlarım tavan yapıyor, kendime olan güvenim ve saygım artıyordu. Hayatımdaki boşlukları doldurmak yerine sevdiğim şeylere zaman ayırıyordum. Borusan Atletizm Kulübü’nde sadece koşmuyorduk. Borusan ailesinden yeni arkadaşlıklar edindim.Öyle arkadaşlıklar ki artık dostluk, kardeşlik oldu bizimkisi. Birbirimize destek olduk, moral olduk, enerji olduk. Yarışmalara katıldık hep beraber, finişi göremem diyen arkadaşlarımızın elinden tuttuk, hadi sen başarırsın senin yanındayım dedik. Sonra yarışmalarda başarılar kazandık adım adım…

Artık daha mutluydum, daha keyifliydim, daha zinde uyanıyor ve daha az yoruluyordum. Üzerimden büyük ama çok büyük bir yük gitmişti artık. Koşuya ilk başladığımda 107 kiloda biriydim ve arık yeni ben 83 kilo. Şimdi artık Belgrat ormanında bulunan 6 km parkuru durmadan 3 tur koşabiliyorum. Yemek konusunda da bir endişem yok, yemek yemeğe devam ediyorum. Ama ne yersem yiyeyim mutlaka onu koşarak yakıyorum. Artık ben bedenimi değil bedenim beni taşıyor.

Teşekkürler Borusan Atletizm Kulübü, Teşekkürler Özkan Hocam.

Serkan METE
YAZAR HAKKINDA

Serkan METE

Serkan Mete, Supsan’da Satış Sonrası Teknik Destek Sorumlusu. 2014 yılından beri Borusanlı. Okyanus Gönüllüsü Borusanlı. Az uyur, çok gezer, insanlarla iletişim kurmayı sever. Koşmak, gezmek, yeni yerler görmek, dostlarıyla muhabbet etmek onun için bir aşk. Felsefesi sevmektir; “sevdiğin şeye zaman ayır, boşlukları doldurma.” Sevmek onun için emek vermektir.