Bundan tam 15 yıl önceydi. Boğaziçi Üniversitesi’nde Okul Öncesi Eğitim bölümünde okuyordum. Okulun bitmesine 2 yıl kalmıştı ve ben ilerde ne yapacağım, ne yaparsam keyif alacağım, nasıl para kazanacağım, kendi yönümü nasıl bulacağım diye her üniversite öğrencisi gibi düşünmeye başlamıştım. Aslında cevap çok basitti, çevrenle konuş, sektörleri öğren, fonksiyonları incele, kimler neler yapıyor, senin idolün olduğunu düşündüğün kişiler nasıl bir dünyada nasıl bir roldeler bunları araştırdıktan sonra dön bir kendine bak, zihin süzgecinden geçir ve hoop eşleşme tamamdır.
Ama öyle olmuyor değil mi? O kadar kolay değil, denemen lazım, yaşaman ve öğrenmen lazım.
SEÇENEKLERE BAKALIM
O zaman ne yapalım en iyisi staj imkanlarından yararlanalım. Bir danışmanlık tarafı olsun bir şirket tarafı olsun, global olsun lokal olsun tercihler yapılsın sonra da staj ilanları takibe alınsın, uzun dönemli mi olsun kısa dönemli mi olsun diye kararlar verilsin, ilk mülakat deneyimleri yaşansın, bir sürü envanterler yapılsın ve sonuçta staja başlansın. Kendi adıma söyleyebilirim ki staj deneyimlerim kariyerime karar verme noktasındayken bana çokça yol gösterdi.
Peki olay sadece staj mı, şirketi görmek, süreçleri öğrenmek mi? O kadarla sınırlı olamaz, o zaman şimdi ne yapalım biraz da kendimize dönelim, bunun için online okumalar, bir sürü sınıf içi eğitimler var, hangilerinden yararlanacağımızı seçelim. Kim olduğumuz, ne yapmak istediğimiz ile ilgili biraz daha kafa yoralım. Bu mantıkla da üniversite döneminde aldığım NLP eğitimi, Sıradışı Düşünce Becerileri kursu, Girişimcilik kursu gibi çok yönlü olarak kendimi tanıyabileceğim süreçlerden geçtim. Paralel ilerleyen bu dönem karar vermemi çokça kolaylaştırdı.
Kim olduğunuz, ne yapmak istediğiniz
üzerine kafa yorun.
Şimdi artık daha da fazla imkan var: Şirket çalışanı olmadan şirketi ve/ya yöneticileri tanımak için. Bundan 15 yıl önce, staj ile şirket içine girdikçe anlıyorduk o şirketin değerlerini, duruşunu, insan profilini. Şimdi öyle mi! Sosyal medya sayesinde şirketlerde neler olup bitiyor çok da uzağımızda değil. Üniversiteler kurumsal şirket anlaşmaları yapıyor, ister stajyer olarak deneyim kazan, ister tersine mentorluk kapsamında karşılıklı gelişim sağlama şansı elde et. İstersen de üniversiteni bekleme dijital platformlar üzerinden ulaşmak istediğin kişiye ulaş, kendini tanıt, gelişimine nasıl katkı sağlayabileceğini düşün ve aksiyona geç.
Şimdi de rekabet çok dediğini duyar gibiyim, evet rekabet her geçen gün artıyor, havuz büyüyor, bir de gelişen dünyayla birlikte alışılagelmiş roller yerini yepyeni rollere bırakıyor… İşte tam da bu yüzden tüm imkanlarını seferber et diyorum. Her zaman her şeyin başlangıcı farkındalık diyoruz, inan bu cümleyi iş hayatına girdikten 10 yıl sonra da duyacaksın, çünkü insan gelişen/değişen bir varlık, kendini tanıma yolculuğun hiç bitmiyor, zamanla isteklerin, tutkuların, hedeflerin de değişebiliyor. Ne zaman ne yapmak istediğine emin olmak kolay değil biliyorum. Biliyorum çünkü ben de mezun olduktan sonra ilk 1 yıl çocuklarla ilgili çok da keyifli bir iş yaparken, ben İK’cı olmak istiyorum diyen sesimi dinleyerek İnsan Kaynakları yolculuğuma başladım. Yani seçeceğin meslekten de dönüş yok diye bir şey yok…
Kendini tanıma yolculuğun hiç bitmiyor, zamanla isteklerin, tutkuların, hedeflerin değişebiliyor.
Önemli olan tutkun olan işi bulmak, hangi üniversiteden, hangi bölümden mezun olursan ol, herhangi başka bir mesleği tutkuyla yapabilirsin. Ted Talk konuşmacısı Regina Hartley başarı için geçmişe takılıp kalmak yerine geleceğe odaklanmanın cesaretinden bahseder. Doğrusu yanlışı yok bu işin. Kendi aklını, kalbini dinleyeceksin. Ben sana sadece neler yapmasan daha iyi olur diye birkaç tüyo verebilirim.
İşin doğrusu, yanlışı yok. Kendi aklını,
kalbini dinleyeceksin.
NELER YAPMASAN DAHA İYİ OLUR?
Çalışma odağın sadece para kazanmak olmasın. İnan bana zaman içinde kazanacağın kabarık maaş sana boş gelecek, eğer ki yarattığın değerlerin sana manevi dönüşü yoksa! İnsanın ruhen tatmin olması, sahip olabileceğin varlıkların önüne geçecektir.
Etrafına sorgulamadan itaat etme. Dışarıdan fısıldanan tüm seslere kulaklarını tıka. Arkadaşların ne düşünür, ailen ne der bir kenara bırak. Kendi ruhunu, kalbini, zihnini dinle. Seni en iyi yine sen tanırsın.
Kendini keşfetmeye çalışmaktan vazgeçme. Tutkuyla yapacağın işi bulmak, ne için dünyaya geldiğini bilmek gibidir. Sana anlam katar. İşin değerlerin ve tutkunla örtüşüyorsa başarı kaçınılmaz olur. Kendin üzerine kafa yor, hem iyi hem de tutkulu olduğun alanları keşfetmekten yorulma. Kimleri daha çocuk yaşındayken nelere heyecan duyduğunu fark ederken, kimileri ise orta yaşlarına geldiğinde hangi işin ona anlam ve yaşama sevinci verdiğini keşfeder. Sen hangi yaşta olursan ol asla vazgeçme.