Perde Arkası Odisyonlar

1056
Perde Arkası Odisyonlar

Amerika’da ırk ayrımcılığının orkestralardaki yansımalarından son derece rahatsız olan bir grup müzisyen bu duruma bir çözüm bulmaya çalışarak şöyle bir öneri sunar: “Ya odisyonlara kimin katılacağını bilmek mümkün olmasaydı?” Odisyonlarda ırk ve cinsiyet ayrımı yapılmasını ortadan kaldırmak amacıyla ilk olarak 1970’lerde Amerika’da önerilen ve uygulanan bu yöntem, odisyona katılan adayların yalnızca yetenekleriyle değerlendirilmelerine fırsat tanımış olur.

Borusan Sanat ve Perde Arkası Odisyonlar*

Bizler Borusan Sanat olarak 2011 senesinde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası özelinde yaylı çalgılara yönelik odisyon gerçekleştireceğimizi duyurmuştuk. Bir orkestra odisyonu benim için de yeni bir deneyim olacaktı. O dönemki sanat direktörü ve daimi şefimiz Sascha Goetzel, Avrupa’da ve dünyada seçkin orkestralar tarafından uygulanan perde arkası odisyonu (blind auditions) yapacağımızı söylediğinde bunun ne demek olduğunu bilmiyordum. Bu yöntem için bizler de hazırlıklarımızı yapmaya başladık.  

Öncelikle odisyon alanındaki zemin, halıyla kaplandı. Bunun sebebi, topuklu ayakkabı sesi gibi cinsiyet belli edebilecek unsurları ortadan kaldırabilmek. Bugün kimi odisyonlarda topuklu ayakkabı giymeme şartı dahi koşulmaktadır. Halıyla kaplanan bu alanı büyük, siyah bir perdeyle ikiye böldük. Perdenin bir tarafına jüri için masa ve sandalyeler, diğer tarafına ise nota sehpası ve çalgı türüne göre viyolonsel için sandalye, kontrbas için bas taburesi yerleştirdik. Keman ve viyola çalan müzisyenler çoğunlukla ayakta çalmayı tercih ediyorlardı. Adaylar odisyon alanına geldiklerinde bir çanaktan rastgele rumuz veya numara, diğer çanaktan ise sıra numarası çekiyorlar. Bu sayede cinsiyet, isim veya yaş vb. bilgiler jüri tarafından anlaşılmadığı gibi adaylar, sıralarını da kendileri belirlemiş oluyor. Şeffaflığa ve adil bir seçime izin veren bu yöntemle sıra numaralarının önceden belirlenmediğini adaylar da böylelikle görebiliyor.

Adaylar, perde arkasında oturan jüriden gelen direktifler doğrultusunda sadece istenilen eserleri çalıyor ve konuşmadan yerlerine geçiyor. Irk, cinsiyet ve yaşa yönelik ayrımları ortadan kaldırabilmek adına katılımcıların hiçbir şekilde konuşmaması, hatta çalgılarının akortlarını bile jüri karşısına çıkmadan evvel yapmaları isteniyor. İki ya da üç tur eleme usulü ile devam eden bu odisyonlarda, orkestraya ya da orkestranın yedek listesine katılmaya hak kazanan kişiler belirlendikten sonra, yani sürecin son aşamasında perde kalkıyor ve adaylar jüri ile tanışıyor.

Perde arkasında çalmak, katılımcıların sakinleşmesine belki bir nebze yardımcı oluyordur. Çünkü heyecana dönük ifadeler, insanların yüzünden ve hareketlerinden mutlaka belli oluyor. Öte yandan jüride kimlerin olduğunu ve onların yüzlerindeki anlık tepkileri görmemek, müzisyenlerin daha rahat olmalarına da olanak sağlıyor.

Perde arkası odisyonlarda eseri kimin çaldığı değil, nasıl çaldığı önem kazanmış oluyor. Bu yöntem ile orkestramıza katılmaya hak kazanan müzisyenleri, yalnızca müzikal yetenekleri ile değerlendirip almaya özen göstermiş oluyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve fırsat eşitliğinin, sanatın her alanında da uygulanması ve savunulması dileğiyle…

* Odisyona katılanların performanslarını bir perde arkasında gerçekleştirmesi, jürinin odisyona gireni görmeden dinlemesi anlamına geliyor.

Aydın Dorsay
YAZAR HAKKINDA

Aydın Dorsay

Aydın Dorsay, iş hayatına 2003 yılında başladı. Kültür ve sanat alanında hizmet veren kurumlarda çeşitli görevlerde bulundu. 2010 yılından bu yana Borusan Sanat bünyesinde farklı departmanlarda çeşitli sorumluluklar üstlenen Dorsay, yakın zamana kadar Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), Borusan Quartet ve Borusan Müzik Evi'nde direktör olarak görev yaptı. Müzik alanında hem sanatçılara hem de izleyicilere farklı deneyim alanları sunan Borusan Sanat’ın düzenlediği birçok etkinlik ve projeye değerli katkılarda bulundu. Ocak 2021'den bu yana Borusan Sanat Müdürü olarak kuruma değer katmaya devam ediyor.