Rüzgarla Dans: Bir Yelken Hikayesi

1050
Borusan Turuncu Yelken Gizem Kentkuran

Daha nefes alınabilir bir hayat olduğunu fark ettiğimde girdi yelken sporu hayatıma. Yaklaşık 5 sene önce doğum günümde kendime hediye ettiğim temel eğitim ile başladım. Derken üst üste alınan tam dört ileri eğitimden sonra bir takım ile yarışmanın vakti gelmişti. Marinaya her girdiğimde aynı öz, aynı his… İlk başta Borusan’dan önce çalıştığım şirkette bir takım kurduk. Sonrasında ise iki yıldan az tecrübesi olan ya da hiç tecrübesi olmayan ama denizde olmak için fırsat kollayan, sonrasında da eğitimlerini tamamlayanlar ile bilfiil yarıştım. Bir gün gelen bir telefon ile Borusan’a giriş hikayem netleştiğinde, hemen takıma girmek için başvuruda bulundum. İşte Borusan Racing Team ile tanışma serüvenim de tam burada başladı.

Boğazda yedi sene önce fotoğrafını çekip “Bir gün bu teknede yarışmayı çok isterdim” kadar umut dolu ve içten bir dileğin, yıllar sonra dönüp dolaşıp beni bulması tarif edilemez bir duygu. İlk antrenman öncesi heyecandan uyutmayan cinsten. Ne daha önce bindiğim teknelere ne de daha önce yarıştığım takımlara benzemiyor. Herkes yüreğini, zamanını, emeğini koymuş. Birlikte büyümüş bir aile gibi…

Gerçek bir yelken takımı olmak, bir şirketin çarklarının doğru dönmesi ile benzer şekilde işler. Tüm şirket ve departmanlardaki çalışanların kişisel başarısı, diğer bölümler ile entegre olmadıkça kümülatifte bir bütün ortaya nasıl çıkmıyorsa, yelken takımındaki görevler de birbiriyle uyumlu çalışmazsa tekne rotasını bulamaz. Biz de bu uyumu yakalamak adına kaptanımız eşliğinde haftanın tüm boşluklarını doldurmaya çalışıyoruz. Stres yönetiminden, belirsizlik anında kriz yönetimine, proaktif olmaktan, ekip ile iletişimi destekleyen birçok yetkinliği de her an deneyimlemiş oluyoruz. Sadece fiziksel değil, birçok farklı kasımız aynı anda çalışmayı öğreniyor.

Doğa ve denizin uçsuz bucaksız gizemi, hükmedilemez olması, mücadele etmeden değişen tüm fiziksel duygulara adapte olarak manevi duyguları da yüceltmesi ve günün sonunda herkesin dışarı çıkmaya üşendiği, zorlu koşulların üstesinden başarıyla gelip, ofis yaşamından biraz da olsa uzaklaşmak isteyenler için biçilmiş kaftan diyebilirim. Bir antrenman veya yarışın sonunda karada sadece bazen selamlaşılan yüzlerle oturup vakit geçirmek ise kocaman bir ailenin içinde olduğumuzu gösterirken, ait olma hissini de en üst seviyeye çıkartıyor.

Borusan Yelken Takımı iki ayrı klasmanda, iki ayrı tekne ile ağırlıklı İstanbul’da, zaman zaman ise Türkiye’de düzenlenen diğer açık deniz yarışlarında yer alıyor. Yeri geliyor teknede sadece kadınların yarıştığı Deniz Kızı Yelken Kupası‘nda, yeri geliyor uzun bir transferin ardından Aegean Link Regatta için Çeşme’de ya da İstanbul boğazında gerçekleşen Bosphorus Cup‘ta buluyoruz kendimizi. Yelken sporunun bu kadar desteklendiği ve büyümek için her gün adım atan bir yerde çalışmak kadar gurur verici bir şey olamaz. Ne mutlu ki teknelerimiz hep de ön sıralarda yer alıyor. Bunu da ekibin azmi, öğrenme hevesimiz ve adanmışlıkla gelen uyum destekliyor.

Elbette zorlukları da yok değil. Bir kere her an her şey değişebiliyor. Rüzgar başına buyruk esmeye alışmış. Ama günün sonunda beni yelkene bağlayan, nefes aldıran şey de bu mücadele içinden daha güçlenerek çıkmak sanırım. Kenetlenmek ve tekneyle bütünleşmek daha da sıkı sarılmaya teşvik ediyor. Bazen tuzlu suyla yıkanmak da cabası. Karaya adım attığında bir sonraki seyir planlamasına geçmek için can atıyor insan. Yeri geldiğinde yunuslarla dans edip, yeri geldiğinde ise bir ekip olarak yağmur altında ıslanırken birbirimize bakıp takımın hangi hamleyi yapacağını gözlerden anlayabiliyoruz. İşte yelken sporu bunları size vaat ediyor. Halatları çekip rüzgarı yelkene doldurduğunuz an yepyeni bir hayata adım atıyorsunuz. Ve değişen, yerinde durmayan rüzgarı yakalamaya, en verimli şekilde kullanmaya çalışıyoruz ki rüzgar ile dansımız devam etsin. Altınızdaki yarış makinesinin istediklerini verdiğinizde, hayalleri süsleyen fakat çok az kişinin sahip olduğu duyguları tatmaya başlayabilesiniz.

Biliyorum bu bir tutku… Sizlere bu satırları yazarken sürekli gülümsediğimi fark ettim. Sizin için de dileğim, değerlerinize paralel tutkularınızı bulmanız, taçlandırmanız ve her daim yaşatmaya çalışmanız. Olur da yazıdan sonra esinlenip yelkene başlamak isterseniz biz hep BSK çatısı altında yeni ekip arkadaşlarımız için buradayız.

Gizem Kentkuran
YAZAR HAKKINDA

Gizem Kentkuran

Borusan Yelken Takım Sporcusu