Süper İnsanlar Olabilecek Miyiz?

1089

İnsanlık, başlangıcından bu yana hep daha akıllı, daha güzel ve daha güçlü olmaya çalıştı. Sonsuz yaşamın sırrını aradı. Hep daha çok yaklaştı. Ancak bulunduğumuz yüzyılın farkı bilim ve teknolojinin ışığını geleceğe tutabiliyor olmamız.

Şu an birçok gelişme, gelecekle ilgili öngörülerde bulunmamızı kolaylaştırıyor. Sizin için sağlık ve dijital teknolojilerin birleşimiyle çığır açma potansiyeli olan çalışmaları derledik. Süper insanlar olabilecek miyiz birlikte bakalım.

ISPANAK YAPRAĞI ÜZERİNDE KALP DOKUSU GELİŞTİRİLDİ

Bilim insanları daha önce, 3 boyutlu baskı teknolojisi ile laboratuvarda büyük boyutlu insan dokusu üretmişti ancak doku sağlığı için hayati önem taşıyan kan damarlarını, yapay doku üzerinde geliştirmek çok zordu. Yeni bir çalışma, bu sorun için bir çözüm yolu sunuyor.

Worcester Politeknik Enstitüsü (WPI) bilim insanlarının liderliğindeki bir ekip, ıspanak bitkisinden, çalışan bir kan damarı ağını ve mini bir kalp üretmeyi başardı. Bu teknoloji bir gün doku yenilenmesinde kullanılabilir.

Çalışmanın ortak yazarı Joshua Gershlak gelişmenin önemini ifade etmek için “Doku mühendisliğinde tıkandığımız nokta damar ağının olmamasıydı. Damar ağı olmadan, çok fazla doku ölümü yaşanırdı” diyor. Bilim insanlarının bu çalışma için ıspanaktan faydalanmasının nedeni, bir yaprağın hücrelerine su ve besin sağlayan ince damar ağlarının, insan kan dolaşımına çok benzemesi.

Ekip öncelikle, ıspanak yaprağının selülozdan yapılmış çerçevesinin altında kalan bitkisel hücreleri bir laboratuvar ortamında çıkardı. Böylece yaprağın sadece renksiz dış tabakası kaldı. Ekip daha sonra kalan bitki çerçevesini canlı insan hücreleriyle doldurdu, insan dokusu ıspanak üzerinde büyüdü ve küçük damarları kuşattı.

Tıpkı insan kan damarlarında olduğu gibi, bu ıspanak yaprağındaki damarlar da yeni yapay doku ve organlar için oksijen sağlayacak. Hedef, kalp krizi geçiren ve diğer kalp rahatsızlığı olan hastalardaki hasar görmüş dokuları yenilemek. Böylece ölümle sonuçlanma ihtimali yüksek olan birçok hastalık doku ya da organ nakline ihtiyaç duymaksızın iyileştirilebilir. Bu uygulama gelecekte insan ömrünü tahminlerin de ötesine uzatabilir.

İNSAN BEYNİ YAPAY ZEKAYLA BİRLEŞİRSE

SpaceX ve Tesla firmalarının CEO’su Elon Musk, Neuralink adlı yeni bir girişimine destek veriyor. Henüz halka açık olamayan bu girişimin, insan beynine yerleştirilebilecek cihazlar yaratmaya odaklandığı ve hedefinin, insanlığın yapay zekâ uygulamaları ile birleşmesi olduğu söyleniyor. Bu teknoloji ile bellek kapasitemiz artabilir ve birçok dijital aygıt ile herhangi bir arayüze ihtiyaç duymadan doğrudan bağlantı kurabiliriz.

Bu beyin-bilgisayar arayüzleri bugün sadece bilim kurgu filmlerinde mevcut. Tıbbi alanda, beyne yerleştirilen implantlar, Parkinson, epilepsi ve diğer nörodejeneratif hastalıkların etkilerinin hafifletilmesine yardımcı olmak için kullanılıyor. Ancak dünyada çok az insan kafataslarına yerleştirilen karmaşık implantlara sahip. Bunun nedeni, insan beyninde işlem yapılmasının son derece tehlikeli olması ve yalnızca hiçbir tıbbi seçeneği kalmayanların son çare olarak böyle bir ameliyatı seçmeleri.

Ama bu durum, teknoloji fütüristlerinin böyle epik fikirler geliştirmesine engel olmuyor. Yeni girişimin nörobilimciler ve yazılım mühendisleri ile büyüyen ekibi beynimizi daha hızlı, daha akıllı ve daha kablolu yapmaya çalışıyor.

Ancak yapay zekâ ve insan beynini birleştirecek cihazlar geliştirilmesinin önündeki engeller çok büyük. Nörobilim araştırmacıları, insan beynindeki nöronların nasıl iletişim kurdukları konusunda çok sınırlı bir bilgiye sahip olduğumuzu söylüyor. Yine de insanların beyinlerine elektronik çipler yerleştirilmesi için gönüllü olacağı gibi bir fikir de var.

KAS GÜCÜ İHTİYACINI %60 AZALTAN DIŞ İSKELET

Geçtiğimiz yıl California merkezli suitX firması, dünyanın hareket kabiliyeti en iyi dış iskeletlerinden birini tanıtmıştı. Sinir ve kas hastalıkları nedeniyle yürüyemeyen veya ayağa kalkamayan kullanıcılar için tasarlanan, motorlar aracılığıyla bacaklarını onlar için hareket ettiren dış iskelet, şimdi de tüm insanların kullanımına sunuldu.

MAX adı verilen dış iskelet, ağırlıklı olarak inşaat alanları, fabrikalar ve depo gibi yerlerde çalışan işçiler düşünülerek üretildi. Bu gibi mesleklerde iş kazaları ve yaralanmaların önüne geçmesi hedeflenen cihaz, yüksek kas gücü gerektiren görevleri, kas ve iskelet sistemini destekleyerek kolaylaştırıyor.

MAX sisteminin 3 farklı modülü var. backX ağır kaldırmakta ve yüklemekte kullanışlı, shoulderX tavan ve boyama işlerini kolaylaştırıyor, legX çömelmek ve ayakta durmak için vücuda destek sağlıyor. Bu modüller hangi hareketi gerçekleştirmek istediğinizi algılayan ve birbirleri ile iletişim kuran mikrobilgisayarlarla donatılmış. Kaslarınıza olan ihtiyacınızı %60’a kadar azaltıyor ve aynı zamanda insanüstü bir güç sunuyor.

SuitX’in kurucusu ve CEO’su Homayoon Kazerooni, “Hedefimiz, yaralanmaları önlemek ve iş yerlerinde zorlayıcı görevleri yerine getiren işçileri güçlendirmek” dedi. Ancak bu dış iskeletler sadece işçilerin, işverenlerin ya da kas hastalıkları olan insanların ilgisini çekmiyor.

15 dakikalık deneylerden sonra dış iskeleti çıkaran sağlıklı insanlar, kendi organlarının hantal geldiğini ve günlük hayatlarında bu ürünü kullanmak isteyeceklerini ifade ediyorlar. Dış iskelet teknolojisinin geldiği nokta, gelecekte hasta, sağlıklı, çalışan, çalışmayan fark etmeden birçok insanın bu gibi vücut destek cihazlarını kendi isteğiyle kullanabileceğini gösteriyor.

KÖK HÜCRELERLE YANIKLARIN TEDAVİSİNDE MÜTHİŞ GELİŞME

Neredeyse tüm vücudunda 2. ve 3. derecede yanık ve enfeksiyonla gelen bir hasta, doktorlar cildinin bir daha hiç eskisi gibi görünemeyeceğini söylediğinde umutsuzluğa düşmüştü. Ancak Dr. Jörg Gerlach ona deneysel bir tedavi teklif etti. Bu tedavi, hastanın cildindeki yara ve yanıkları iyileştirmek için hastanın kendi kök hücrelerini kullanan dünyadaki ilk uygulama.

Kazadan beş gün sonra doktorlar hastanın hasar görmemiş cildinden alınan kök hücreleri hasarlı cilt üzerine, ince bir tabaka halinde püskürttü. Bu uygulamadan üç gün sonra, bandajları çıkaran doktorlar tedavinin şaşırtıcı biçimde başarılı olduğunu gördü. Yanıklar neredeyse tamamen iyileşmişti, enfeksiyon ya da yara izi yoktu. Bu daha önce görülmemiş bir iyileşme süreciydi.

Şu anda şiddetli yanıkların tedavisi, vücudun bir bölgesinden sağlıklı bir deri nakli ile gerçekleşiyor ve tedavi sürecinde hareket imkânı sınırlı olabiliyor, çünkü nakledilen cilt hasta ile birlikte büyümüyor.

Kök hücre tedavisi başarıya ulaştıktan sonra, başka hastalarda da denendi. Birçok ağır hastanın iyileşmesinin ardından, tedavi bir ürüne dönüştü. Kök hücreler hasarlı bölgeye bir sprey tabancası ile püskürtülüyor. Bu cihazın adı ise SkinGun ve şimdilik sadece deneysel amaçlarla kullanılıyor. Geliştirici ekip, bir gün SkinGun’a herkesin erişebilmesini hedefliyor.

Bu tedavi, hayatını yara izleriyle yaşamak zorunda kalan birçok insan için umut ışığı olabilir ve hatta yaşlanmayla birlikte gelen cilt sorunlarında da kullanılabilir. İnsanlık uzun süredir sonsuz gençlik ve güzelliğin sırrını arıyor. Belki de bu yolda ilk adım atılmıştır.

Borusan Turuncu
YAZAR HAKKINDA

Borusan Turuncu

Borusan Turuncu, Borusan’ın editöryel dinamosudur. Borusan hikayelerinin küratörlüğünü yapar.