Üniversiteler ve Sanayi Neden Uzun Dönemli İş Birlikleri Kurmalı?

12419

Araştırma geliştirme süreçlerinin özünde insan olduğundan, bu kapsamda kurulan iş birliklerini insanların arkadaşlık ilişkilerine benzetiyorum. Hatta üniversite sanayi iş birlikleri profesyonel çalışma hayatındaki insan ilişkilerinden daha karmaşık diye düşünüyorum. Temel parametresi ise empati. Nihayetinde, aynı konuya farklı taraflarından bakan ve temel öncelikleri birbiri ile önemli oranda farklılık sergileyen paydaşların bu durumu anlayıp, saygı göstererek yürütmeleri gereken bir süreçten bahsediyoruz. Belki bu nedenle, üniversite-sanayi iş birliklerinde sürekli ve verimli ilişkiler kurmak bazen tüm şartlar sağlanmasına rağmen mümkün olamayabiliyor.

Borçelik ile gerçekleştirdiğimiz ArGe iş birliğinde ise kendiliğinden gelişen bir uyum yakaladık. Bu iş birliğini, başımızdan geçenleri ve elde ettiğimiz değerleri sizlerle de paylaşmak istiyorum.

UYUM YAKALAMAK

Borçelik ile üç yılı aşkın süredir devam eden iş birliğimiz, ArGe Test Merkezi’nin Şef Teknisyeni Ömer Yıldırım’ın girişimiyle test altyapılarının ortak kullanımı kapsamında başlatıldı. O yıllarda, Bursa Teknik Üniversitesi laboratuvar imkanlarını kullanarak, müşteri problemlerinin çözümlenmesine yönelik “durum incelemeleri” yaptık. Bu süreçte gelişen etkileşim ile birlikte, bilimsel çalışmalar yürütmekte olduğum kenar çatlak problemlerinin Borçelik müşterilerinin ilettiği problemleri çözmede de kullanabileceğimizi keşfettik. Ancak, bizim uygulamakta olduğumuz deneysel simülasyonlar, gerçek bir sanayi problemine adapte edilebilir kapasitede bulunmuyordu. Bu nedenle, Borçelik için sanayi ölçeğinde problemleri ele alabilecek nitelikte yeni deneysel kalıplar tasarladık. Bu tasarım, ortak bir stratejik alan ya da ideal bir üniversite-sanayi iş birliği platformu oluşturdu.

Gerçek sanayi problemleri çözmeye yönelik tasarladığımız deneysel kalıplar ideal bir üniversite-sanayi iş birliği platformu oluşturdu.

Kalıp sistemi Borçelik tarafından imal ettirildikten sonra üniversite laboratuvarında denemeler yapmaya başladık. Ön çalışma süreci o kadar verimli şekilde sürdü ki hem Türkiye’de daha önce hiç uygulanmamış yeni nesil bir test sistemini geliştirebileceğimizi, hem de uluslararası literatürde hiç araştırılmamış bir alanda nitelikli bilimsel çalışma yapabileceğimizi anladık.

Bunun yanında, bu süreç bazı öngörülerimin yeterli olmadığını ve daha detaylı çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu da gösterdi. Bu motivasyon ile, Tübitak’ın TEYDEB teknoloji ve yenilik destek programına sunulmak üzere bir proje sistematiğini gene birlikte hazırladık. Bu projeyi şekillendirirken mevcut durumla birlikte gerçekçi ve uygulanabilir bir gelecek vizyonu da öngördük. Bu vizyon sayesinde projenin kabul edilip, desteklenmesi halinde Borçelik ArGe laboratuvarını sac metal şekillendirme sürecinde kullanılan son teknoloji araştırma araçları kazandırarak geliştirebilecektik. Bunun yanında, özellikle test ekipmanlarının hazır alınmasından çok kendi ihtiyaçlarımıza göre tasarlanmasını tercih ettik. Böylece tam da neye ihtiyacımız varsa ona sahip olabilecektik. Bu kapsamda, sistemin iyileştirilmesine yönelik optik ölçüm cihazlarının geliştirilmesini sağladık. Bu ölçüm yaklaşımları proje konusunda dünyadaki ilk örneklerden birisi olma niteliğine sahip oldu.

Sistemin iyileştirilmesine yönelik geliştirdiğimiz optik ölçüm cihazları, ölçüm yaklaşımlarında dünyadaki ilk örneklerden birisi oldu.

Bütün bu uğraş ve emeklerin karşılığını, projemizin yüksek bir teşvik oranı ile kabul edilmesiyle aldık. Sonrasında hazırlık aşamasındaki özveri ve disiplinle projemizi tam da istediğimiz gibi sürdürüp başarı ile tamamladık.

Geldiğimiz noktada, Bir akademisyen olarak araştırma yaptığım alanda edindiğim bilgi birikiminin endüstriyel bir problemin çözümlenmesinde kullanılmış olması benim için başlı başına bir gurur kaynağı olarak kariyerimde övünerek bahsedeceğim başlıklar arasında yer alıyor.

BİRLİKTE ÇALIŞMAK BAŞARIDIR

Borçelik ArGe Test Merkezine her girdiğinde kendimi iyi hissediyorum. Hikayesini bildiğim, gelişiminde katkım olan bir ortamı çalışıyorken izlemek bile çok çok değerli. Mesela öğrencilerimden Borçelik Ar-Ge mühendisi Refiye Ardalı, daha projenin ön deneyleri yapılırken aynı konuda bitirme çalışması yapan bir son sınıf öğrencisiydi. Bu süreçte, mezun oldu, buna takiben Borçelik’de işe başladı ve bu projenin çıktılarını uluslararası bilimsel bir toplantıda sunarak bizleri ve Borçelik’i temsil etti. Bir akademisyen bundan gurur duymaz da ne yapar?

Araştırmalarımdan edindiğim bilgi birikiminin endüstriyel bir problemin çözümünde kullanılması benim için gurur kaynağı oldu.

Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında yapılan sohbetlerde bu proje kapsamında tanıdığım Kubilay Şahin hep verdiğim örneklerden bir diğeridir. Kubilay uzun dönem stajını yaparken ekibe dahil oldu. Beraber çalıştık, hiç bilmediği bir konuda adım adım kendisini geliştirdi. Daha da önemlisi elde ettiğimiz sonuçlar ile hazırladığımız bir makaleyi, uluslararası bir sempozyumda sunarak, hem Borçelik’i temsil etti, hem de bizleri gururlandırdı. Bir akademisyen olarak genç bir mühendis adayının çalışmanın ve başarmanın verdiği lezzeti alabileceği bir ortamın oluşumunda yer almak her aklıma geldiğinde beni gülümseten şeyler arasında yer alıyor.

Borçelik ArGe Test Merkezi’nde çalışırken

Bu proje sayesinde tamamen yerli tasarım bir test sistemi ve deney standardı Türkiye’de ilk defa oluştu. Bu standart ve sistemin tekrarlanabilir sonuçlar verebildiği uluslararası laboratuvarlardan elde edilen veriler ile teyit ettik. Test sisteminin fikri haklarını Borçelik lehine korundu. Ayrıca, geliştirdiğimiz test sistemini ürün validasyonunda kullanarak 3500 ton sipariş alınmasına katkı sağladı. Kısacası, bu iş birliği, hem bilgi üretti, hem de yerli teknoloji üretti ve tüm proje ekibinin hayatına dokunan katkılar sağladı.

Kendi adıma bundan daha önemlisi, içinde güzel insanların ve dostların olduğu bir kapıdan gülümseyerek girip kendimi laboratuvarımda hissedebilmem. İşte bunun için bütün emeklere değdi.

Projemizden elde edilen bu başarılı çıktılar, akademisyen, öğrenci, stajyer ve kurum tarafının bir ekip halinde çalışmasıyla ortaya çıktı. İdarecileri her anından lezzet aldığım çalışmalarımızda gerekli idari desteği ve ortamı sağlamaları da başarımızdaki en önemli etkenlerden biri oldu.

Henry Ford demiş ki: “Birlikte olmak başlamaktır. Birlikte kalmak ilerlemektir. Birlikte çalışmak başarıdır.”

Onur Saray
YAZAR HAKKINDA

Onur Saray

Onur Saray, Bursa Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyesidir. Hayat için basitliği, basitlik için teknolojiyi, teknoloji için bilgiyi arar.