Yeteneğin zenginliğindir, yeteneğinin farkına var!

1057
Yeteneğin zenginliğindir, yeteneğinin farkına var

Her bir insan onu eşşiz kılan bir yeteneği ile dünyaya geldi. Bize düşen ise, eşşizliğimizin kaynağı olan o yeteneğimizi aramak, bulmak. Bulduğumuz o yeteneği de azımsamamak onu farketmek, değerini bilmek. İşte parladığımız, diğerlerinden bize farklı kılan o yönümüz, bizim cevherimiz.  

Öyle günlerdeyiz ki; artık yetenekler olarak rekabetimiz birbirimiz ile değil, robotlar ile. Gen AI kavramını biliyorsunuz. Bugüne kadar insanoğlunun kullanımına ondan daha hızlı giren bir teknoloji yok, 5 günde 1 milyon kullanıcıya ulaşarak rekor kırdı ve küresel ekonomiye değer yaratma potansiyeli gelişmiş bir ülke ekonomisi ölçeğinde öngörülüyor.

Gen AI’ın yetenekleri ise beni korkutuyor, iyi bir yazılımcı, tercüman, editör, iş analisti, danışman olmanın ötesinde iyi bir arkadaş, koç ve terapist olacağına dair sinyaller de ortada. Hayatımızı kolaylaştıracak, sevmediğimiz işleri yapacak, peki ama sevdiklerimizi de yapacak gibi duruyor. O zaman da şu büyük soru aklıma geliyor; biz ne yapacağız? Gençleri, çocuklarımızı hangi meslek alanlarına yönlendirmeliyiz? Hayatımızı anlamlı kılmak, o ulvi amaç duygumuzu beslemek için neler yapmalıyız? Ne kadar ilerde bilmiyorum ama Gen AI hayatımıza daha yaygın olarak girdiğinde bir günümüz nasıl geçecek, yaşamımız nasıl şekillenecek?

Bu soruların yanıtına dair öngörülerimiz farklı farklı olabilir ama bunun bir geçiş dönemi olduğunu düşünürsek yapmamız gerekenlere odaklanmak bana daha doğru geliyor. Neler bunlar derseniz bana göre aşağıdaki beş maddelik liste ortaya çıkıyor;

  1. Kişisel farkındalığını arttır, kendini tanı, yeteneğini keşfet
  2. Yeni dünya için gereken yeni becerileri ve yetkinlikleri tanı, kendini geliştir
  3. Teknolojiyi anla, senin dünyan için bu ne anlama geliyor, anlamlandır
  4. Sana doğarken bahşedilmiş yeteneğin ile teknolojiyi harmanla
  5. Bunu hemen yap, boşa geçecek vaktin kalmadı!

Amacım korkutmak değil, gelmekte olanı daha iyi kavramalı ve bu dönüşüme gerçekten iyi hazırlanmalıyız. Birlikte hayal edelim; 

Bir ornitolog (kuş bilimcisi) ile tanışmışım. Kuşları ve doğada olmayı çok seven bu kişi, kuşları gözlemlemeyi, davranışlarını, nasıl beslendiklerini, yuvalarını nasıl yaptıklarını, yavrularını nasıl büyüttüklerini, nerelere göç ettiklerini merak eder, onları gözlemlemek ona keyif verir, bu sırada hiç sıkılmaz ve zamanın nasıl geçtiğini anlamazmış. Kariyerinin bir noktasında (başında da olabilir veya kariyer değiştirmeye karar veren biri de olabilir) bu bilim dalına yönelmeye karar verir. Bu alandaki çalışmaları sırasında teknolojinin gücünü kullanarak gözlemlerini daha doğru verilere dayandırarak bilimsel çalışmalar yapar. Başarılı bir ornitolog olur, hem sevdiği işi yapar hem de bu işten gelir elde eder.

Bu örneklerin sayısız olduğunu biliyoruz, yeter ki “yeteneğim bu mu, bu bir yetenek mi?” diye azımsamayalım, fark edelim, değer verelim. Yeteneklerimizi keşfettikten sonra bu alanlara dair tutkumuzu ve ilgimizi beslemek, bu yeteneğin üzerine eğilmek ve geliştirmek de en az keşfetmek kadar önemli. Burada da yaşam boyu öğrenme kavramı bize yol gösterecektir.

Konfüçyüs’ün ünlü bir sözü ile bitirelim; “Sevdiğiniz işi yaparsanız, bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.”

Nursel Ölmez Ateş
YAZAR HAKKINDA

Nursel Ölmez Ateş

Nursel Ölmez Ateş, Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı. Hayatın farkındalıktan ibaret olduğuna inanıyor.