2018-2019 eğitim öğretim yılı bitmiş, mezunlar keplerini atmış, arkadaşlarım staj masalarındayken, ben Madrid’den bu yazıyı kaleme alıyorum. Fakat yanlış anlaşılmasın ben tatil değil, eğitimim için buradayım. Yarın IE University Summer School’da İnovasyon ve Teknoloji üzerine bir eğitim almaya başlayacağım. Döviz bu haldeyken akla gelen ilk soru ise okul ücretini nasıl karşıladığım oluyor. Gelin sizlere hem bu süreçten hem de bu okula gitmek için yaptığım kitlesel fonlama tavsiyelerimden bahsedeyim.
İnsan her zaman kalbinin hızını arttıracak yollar arar ve kimi şanslı insanların karşısına bu yollar aramadığı halde çıkar. Benim de inovasyona olan tutkum kulüp başkanlığı yaparken bizim okulda eğitim veren Design Thinking (tasarım odaklı düşünme) tutkunu Levent Kopuz ile tanışmamla başladı. Daha sonra TurkishWinn’den Kına Demirel’in Big Data Wonderland isimli sunumu ile resmen kalbim yerinden çıkacakmışçasına çarpmaya başladı ve o an yolumu seçmiştim. Sırada kendimi bu alanda donatmak ve bu işi iyi bilenlerden öğrenmek vardı. Araştırmalarım sonucunda ileride yüksek lisans yapmak isteyeceğim bir okul da olan IE Business School ile tanıştım. Bu okul 25 yıllık genç ve dinamik aynı zamanda inovasyonu eğitimlerinde ve kampüs yerleşkelerinde çok güzel bir şekilde uygulayan başarılı bir okuldu. İspanya’da ESADE ile yarışan bu okulu Türkiye’nin Koç Üniversitesi olarak görüyorum ben.
Çok geçmeden bu okulun İnovasyon ve Teknoloji alanındaki yaz okuluna başvurdum. Kabul aldım fakat maddi olarak bu parayı karşılayamayacağım için okulun finansal yardımına da başvurdum. Yaptığımız mülakat sonucu okulun karşılamayı kabul ettiği miktarda finansal yardımı almaya hak kazandım. Ama Euro halden anlamıyordu ve okul gerçekten pahalıydı. Ben de yüksek lisans başvurularımda yapmayı planladığım fundraising için bunu bir fırsat bilip, insanlardan para istemeye başladım.
Fakat bu süreci genel bilinen bağış siteleri üzerinden değil, networkümü kullanarak yapmaya başladım. Bugüne kadar bize herkes networkün öneminden bahsetti fakat kimse nasıl kullanacağımızdan bahsetmedi. İşte ben de kullanma kılavuzu olmayan networkümü bu iş için kullanmaya karar verdim. 10’dan fazla insan ve kurum ile görüştüm. Şu ana kadar hedefimin yüzde 20’sini toplamayı başardım. Bu süreci yaşarken de benim gibi bu süreçten geçen kişilere kendi deneyimlerimden tavsiyeler vermek istedim.
Tavsiyelerime geçmeden önce küçük bir not: Tüm bu süreci ve burada yaşadıklarımı Medium.com’da Passionista kullanıcı adımla yayınlıyor olacağım. Beni ve maceralarımı takipte kalın!
1) Etrafınızda pozitif ve mümkünse fon bulma tecrübesi olan insanları biriktirin.
Bu sürece başlayacağınızı sizden öğrenecek ilk kişiler çok önemli. Size bu süreçte psikolojik olarak destek olabilecek, size gerçekten inanan ve hatta tecrübeleri ile size birkaç taktik verecek birileri çok değerli. Çünkü bu süreçte her ret cevabında kendi kendinizi aşağıya çekebiliyorsunuz. O yüzden bu kararınıza negatif yorumlarda bulunan hatta tepkisiz kalan insanlardan uzak durun. Bu sizin için çok özel bir olay ve yanınızda sadece size inananlara ihtiyacınız var.
2) Yol haritası çıkarın.
Tıpkı bir derse, bir iş planına başlar gibi bir plan ve yol haritası çıkarın. Ne kadar parayı, ne zamana kadar, kimlerden, nasıl alacaksınız? Bu gibi soruların cevaplarını bir yere not edin. Çok önemliler.
3) Öncelik sırasına koyun.
Eğer siz de benim gibi networkünüzü kullanarak böyle bir işe girişecekseniz öncelikle güvendiğiniz kalelerden başlayın. Ne kadar çok olumlu cevap alırsanız hem diğer görüşmelerdeki özgüveniniz hem de motivasyonunuz ciddi oranda artacaktır. İlk görüşmemde olumsuz cevap alsaydım bunları yazıyor olur muydum? Kim bilir?
4) Görüşeceğiniz kişileri tanımaya çalışın.
Yüksek bütçeler yöneten ve duyarlı insanlar gerçekten para vermekten çekinmiyorlar fakat bir şartla: Verecekleri paranın kendi ilgi alanlarında harcanması. Benim yaşadığım bir tecrübe şu oldu: Görüştüğüm kişilerden biri sürdürülebilirlik konusunda öğrencilere küçük yardımlar yapan birisiydi. Bana önce olumsuz cevap verdi fakat üzüntümü gördükten sonra bana “Eğer döndüğünde sürdürülebilirlik üzerine inovasyonlara çalışacaksan sana yardım yapabilirim, böyle bir bütçe ayırıyorum her sene” dedi. O andan itibaren sürdürülebilirlik benim için kutsal kelime olmuştu.
5) Özenli ve sade bir sunum hazırlayın.
İnsanlar sadece dinlemekten, e-posta okumaktan bıkmış durumdalar. Onlarla yapacağınız görüşmeler sırasında projenize yönelik resim ve linkler ile doldurduğunuz 5-6 sayfalık bir sunum sizi bir adım öne taşıyacaktır. Bunu bizzat denedim ve daha önce başarısız olduğum bir kişi ile görüşmemi doruğa çıkardı ve kendisi şu an en büyük bağışçılarımdan.
6) Kendi başarınıza inanın.
Siz kendi başarınıza, yaptıklarınıza inanmaz ve küçümserseniz karşınızdaki insana ister sunum yapın isterseniz bin bir takla atın sonuç olumsuza dönük olacaktır. Fakat siz kendi başarınıza inanırsanız, bunu karşı tarafın hissetmesi hiç zor olmayacaktır ve sizin hayallerinizin destekçisi olmaya yatkın bir tavır sergileyeceklerdir.
7) Görüşme sırasında program için heyecanınızı ve motivasyonunuzu belirtin.
İnsanların duygularına dokunmanız çok önemli. Muhtemelen görüştüğünüz kişiden birçok yardım talebinde bulunan öğrenciler oluyordur. Fakat onları dinlemekten bir adım ileriye, aksiyona taşıyan şey onların duygularına dokunmanıza bağlı. Bunu kesinlikle duygu sömürücü bir şekilde değil, daha ziyade coşkulu, istekli ve kendine güvenen bir şekilde yapmalısınız. Bu şekilde güvenilir bir imaj sergilersiniz.
8) Net rakamlar ve isteklerle gidin.
Sizi dinlemeyi kabul etmiş olabilirler ama size tüm kapıları açmayabilirler maalesef. Sizin o kapıları zorlamanız, bazen kapılar yaratmanız gerekebilir. Onlara sunabileceğiniz birkaç farklı yardım yolu olursa, bu da onları daha yardım etmeye istekli hale getirebilir. Bunu sadece maddi yardım olarak değerlendirmeyin. Sizi biri ile tanıştırmasını, size referans olmasını isteyebilirsiniz.
9) Tüm bu süreç boyunca pozitif olmayı, öğrenmeyi, yeni insanlarla tanışmayı ihmal etmeyin.
Bu süreci yüzde 100 başarı ile tamamlayamasanız bile bu süreçte öğreneceğiniz deneyimler, tanışacağınız yeni insanlar çok değerli. Beyaz tavşanı takip eden Alice gibi bazen büyüyecek bazen küçülecek, bazen kahkahalara boğulup bazen üzüleceksiniz. Bu yeni dünyada keyif almaya bakın.